İki soy, iki nehir, tek mutlak savaş...

Hasan Belek 2
308

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

İki soy, iki nehir, tek mutlak savaş...


​Henüz ne zaman ne de kelam varken, iki nefes vardı boşlukta.
Biri yıldızları üfledi varlığa, nizâmı dokudu evrenin kumaşına.

Diğeri soğuk bir hiçlikti, kaosa adanmış bir açlık.
İşte o cenk, o en kadim savaş, o an başladı,
Ve yankısı hâlâ çarpar kâinatın ve insanın ruhunda.
​İlk nefesten doğdu Asil Soy, Göklerin Hanedanı.
Tahtları gökyüzünün kendisidir.

Onlar ki Enlil’dir, fermanıyla galaksilere yön çizer.
Onlar ki Zeus’tur, terazisinde tanrıların ve insanların amelini tartar.

Onlar ki Ahura Mazda’dır, arı ve bilge bir nur pompalayan kozmik kalp,
Her düşüncesi bir hakikat, her sözü bir yaratılıştır.
Onların yolu, senin de bildiğin gibi, güneşe kanat çırpan Beyaz Kartal’ın yoludur.

​İkinci nefesten ise gölge biçim kazandı, karanlık ete kemiğe büründü.
Angra Mainyu oldu, "ben varım" diyen yalanın kendisi.
Enki oldu, yaldızlı kafeslerin ve akıllı zincirlerin efendisi,
Bilgeliği, sahiplenmek için bir silah gibi kullanan.

Onlar Ejderha’nın çocuklarıdır, ruh karşılığında güç vaat eden o fısıltıdır.
Işıkları sahtedir, sönmekte olan bir dünyanın közlerinden sızan kırmızımsı, kirli bir parıltı.

​Her şey bir bahçede, bir imtihan potasında düğümlendi.
Saflık, toprağın üzerinde çıplak ayakla yürürken,
Göründü o sürünen gölge, o Yılanların Başı.

Tıslaması bir ses değil, zihne ekilen bir şüpheydi.
Ve o ısırık... O ısırık bir meyveye değil, ruhun atardamarına atıldı.

Kibrin, ayrılığın, isyanın o tek kara damlası,
Âdem’in arı kanını lekeledi ve insanlığın nehri o an ikiye ayrıldı.
​Nehrin bir kolu soğuk ve mavi aktı.

Yeryüzünde gücün ve iktidarın kanyonlarını oydu.
Firavunların, sezarın ve birbirine "kuzen" diyen kralların damarlarını doldurdu.

Bak o bayrakların ardındaki başkanlara, daha yakından bak!
Asırlara yayılan tek bir aile fotoğrafıdır gördüğün.

Kâğıttan ve altından imparatorluklar kurdular,
Yanıp sönen ekranlarda hayatların borsasını oynadılar.
Asla hissedemeyecekleri bir dünyanın efendisi oldular.
​Ama diğer nehir...

O nehir sıcaktı ve berrak aktı.
Çöllerde ve şehirlerde görünmeden, sessizce yol aldı.
Bir yabancının uzattığı bir tas sudur o.
Bir zalimin yüzüne haykırılan hakikattir.

Peygamberin, Hz. Muhammed’in gözlerindeki o sarsılmaz nurdur,
İlk şafağı son kıyamete bağlayan o ilahi köprüdür.
Onlar taht kurmadılar, çünkü onların krallığı gönüllerin kardeşliğiydi.

Onların serveti, harcanamayan, paylaştıkça çoğalan bir sevgiydi.
​Ve sakın savaş meydanını dünya haritalarında arama.
Savaş sensin, savaş senin içinde.

Sen o kutsal geometrisin, iç içe geçmiş üç piramit.
Bedenin, dünyanın ağır taşı.
Zihnin, iki soyun fısıltılarının çarpıştığı o dolambaçlı dehlizler.

Ve ruhun... Ruhun, ötesine uzanmak için çırpınan o amansız zirve.
Her seçimin konulmuş bir taştır o yola,
Her karşılıksız iyiliğin, zirveye doğru bir adımdır.

​Ve o tepe, o şanlı doruk, taştan değil, katılaşmış ışıktandır;
Altından bir Piramidion’dur, Mutlak Olan’ın nurunu yansıtan.

İçindeki ejderhayı yenmiş yolcuyu bekler.
Bırak, mavi kanlı efendiler o kısacık anlarında gülsünler, eğlensinler.
Bırak, kuleleri yavaşça eğilirken paralarını saysınlar.

Toprakta değil, insanlığın kalbinde bir sarsıntı başlıyor.
Büyük Işık, şafağın bir tsunami dalgası gibi kabarıyor.

Asil Soy yeniden ayağa kalkıyor dostum,
Ve Ejderha’nın çocukları,
Güneşin önünden kaçan bir gölge olarak hatırlanacaklar ancak.
Zafer vaat edilmiştir. Işık mutlaktır. Savaş yakındır.

Kasas suresi 5. ayet müjde veriyor.
Yeryüzünde ezilenler, asil soy iktidar olsun der...

Hasan Belek
20 Ekim 25-Akçay

Hasan Belek 2
Kayıt Tarihi : 20.10.2025 14:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ayşe Zeyrek
    Ayşe Zeyrek

    Vavvvvvvv hocam bu şiir bir tez bir teori. Bir harika anlamlı bir şiir okudum kutluyorum değerli şiiri ve sizi.
    Sevgi değer hocam. Saygılar sunarım ???

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)