beklerken …
vazoda süs değil, sevgiden büyümüş çiçek masa üzerinde açarken rengarenk
bir pencereden poyraz girer içeriye birden, bildiğimiz karayel diğerinden
yaprakları titremeye başlar, ağır uzlaşmaz sancılar taşarken yüreğinden
iki damla yeşil yaş olur dökülür, akar gözlerinin önünden..
sigaramın dumanını üflerim, yönüm rüzgara karşı.
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
kaleminizden dökülenlerle öyle bir yolculuğa çıkıyor ki okuyan hiç bitmesin istiyor bu yolculuk.pencere aralarından mesafe ne önemi var ki görmek gördükce ayna aynada tanımadığım yüz anlamsız..yolculuğun sonu var mı insan kendi doğrusuyla ne kadar yaşar ki..yorum yapmakta zorlanıyorum usta kaleminize..okumak yazdıklarınızın lezzetine vara vara kalemin her cümlesinde ne olur son olmasın demek..kaleminiz hiç susmasın gücüm ancak bu kadar yoruma yetti..tam puan..sevgi saygılar..
/ey dalına hain diken, hangi damla kan ile sileceksin yapraktaki parmak izlerini/
Üstadım iyi ki varsınız ve iyi ki şiir yazıyorsunuz. Yine bir ziyafete geldim. Tadı damağımda sayfanızdan ayrılıyorum. Tam puan ve sayfamda. kutlarım.
susuyorum,yorumsuz .şahsınıza münhasır bir anlatımla kendinizi bana tanıştırdırdığınız için çok teşekkür ederim.listemdesiniz saygılarımla.
daldık gittik yine..çıkabiliyorsan çık..
İki pencere arasında
beklerken …
vazoda süs değil, sevgiden büyümüş çiçek masa üzerinde açarken rengarenk
bir pencereden poyraz girer içeriye birden, bildiğimiz karayel diğerinden
yaprakları titremeye başlar, ağır uzlaşmaz sancılar taşarken yüreğinden
iki damla yeşil yaş olur dökülür, akar gözlerinin önünden..
sigaramın dumanını üflerim, yönüm rüzgara karşı.
/ey çerçevelere asılı rüzgar gülleri, bu söyledikleriniz hangi yörenin türküleri/
*
perdeler …
üç telli sazın ortası dersen, bülbül sesi gelir üstten, dağılır alttan gül kokusu
kimin seçimidir geceyi güne veren, vazgeçip serenat vakti tan yerlerinden
mızrabın hammaddesi belli ki, farklı dünyaların göz kırpan yüreklerinden
kulakların her biri, ayrı şarkıları dinliyor aynı ses ve besteden..
sevmek istiyorum, yer bulabilirsem ellerimi saklayacak.
/ey dalına hain diken, hangi damla kan ile sileceksin yapraktaki parmak izlerini/
*
uzaklara …
dalgalar dağ doruklarında gezerken ve bulutlar okyanusların derin kumlarında
vurgunu yükseklerde yediren, solungaç patlatacak bir çığ kopar denizlerden
baş dönmesi değildir sonrası, şöyle bir nefes almakla geçmez serinden
belki görülen bir düş, kır çiçekleri toplanmış eline en güzellerinden..
bana soğuğun ne olduğunu hiç söylememiştin, anlat şimdi.
/ey üstümdeki binlerce ton beyaz ağırlık, hangi sıcaklık ısıtıyor böyle düşlerimi/
*
yolculuk …
sorma bile inilecek istasyon nerede diye, yazılıdır nasılsa biletlerin üzerinde
bir pencere mevsimsiz peyzajları seçerken, dalgalar coşmakta diğerinden
istenir ki başlar asla kalkmasın, yolculuk süresince sevgilinin dizlerinden
o zaman bir varmış ile bir yokmuş bir olur, masal dilinden..
gözlerimi kaparım, trenin tünele girme vaktidir.
/ey penceredeki tünel öncesi son aydınlık, hangi masalında söylersin bu ninnileri/
Cevat Çeştepe
BEN BU ŞİİRE HAYRAN OLDUM.
KAÇ KERE OKUDUM İNANIN HATIRLAMIYORUM.
YÜREĞİNİZE SAĞLIK ÜSTADIM.YÜREĞİNİZE.
YORUM BIRAKMAYACAK KADAR GÜZELDİ.
ANTOLOJİME ALIYORUM.SAYGIMLA.+10
„İki pencere arasında“
Beklerken….
Masa üzerinde sevgiden büyümüş çicek rengarenk açarken,
bir poyraz giriyor iceriye,
çiçeğin yapraklarını titretmeye basliyor,
ağır uzlaşmaz sancılar taşarken….
yüreğinden iki damla yaş dökülüyor gözlerin önünden ve sigaranın dumanı üfleniyor rüzgara karşı….
Yaşanmış ya da yasanamamışlıklarda olsa, düsüncelerde, düslerde ya da hayallerde sevgi dolu hüzünlü bir tabloyla karşılaşıyorsunuz ilk dizelerde….
Çerçevede asılı tek bir rüzgar gülüne degil,kendisine ilham veren bircok rüzgar güllerine soruyor şair ;
/ey çerçevelere asılı rüzgar gülleri, bu söyledikleriniz hangi yörenin türküleri/
Perdeler….
sallanırken rüzgardan, üç telli sazın ortasından bülbül sesi üstten, gül kokusu alttan dağılıyor iki pencere arasındaki perdelere…
Bülbül Sesi ve Gül Kokusu öyle uyumlu ki dizelerde….
Sesi kulaklarda, kokuyu burnunuzda duyuveriyorsunuz….
Geceyi güne veren seranat vakti tan yerlerinden farklı dünyaların göz kırpan yüreklerin kulaklari,
ayni ses ve besteden ayrı şarkılar dinliyor….
Tüm bu farklı dünyaların göz kırpan yüreklerine rağmen;
„ sevmek istiyorum, yer bulabirsem ellerimi saklayacak“
farklılıklar zenginliktir, sevenleri çoğaltır…
mesajını aliyorsunuz….
/ey dalına hain diken, hangi damla kan ile sileceksin yapraktaki parmak izlerini/
sevginin dinmez sancılarının gülün dikenine dönüşümüne…
Şairin gülün dikenine meydan okumasını çözmeye çalışırken….
uzaklara….
Dalgalar dağ doruklarında, bulutlar okyanusların derin kumlarında nefes nefese gezerken….
birden en güzellerinden kir çiçekleri toplanmış buluyorsunuz elinizde….
Gördüğüm belki bir düş mü? diye düsünürken;
„bana soğuğun ne olduğunu hiç söylememiştin, anlat şimdi.“
„/ey üstümdeki binlerce ton beyaz ağırlık, hangi sıcaklık ısıtıyor böyle düşlerimi/ „
dediğini duyuyorsunuz şairin….
Ve üşümenin ağırlığında, düşlerin sıcaklığına sımsıkı sarılmak istiyorsunuz .…
yolculuk ….
Nerede inileceğini sormadığınız bir trende başınız sevgilinizin dizlerinde, pencereden mevsimsiz peyzajlari ve coşmakta olan dalgaları seyrediyorsunuz yaşam yolculuğunun bir kesitinde…
Başımızın sevgilinin dizlerinden kalkmasını hiç istemememize rağmen, başınızı kaldırmak zorunda olduğunuzu, masalın sonuna geldiğinizi hissediyorsunuz.…
Bu yolculukta mevsimsiz peyzajlarla dolu düşün sonuna geldiğinizin hüznünü duyuyorsunuz, trenin tünele girme vakti yaklaşırken….
Ama, yine gözlerinizi yeni düşlere kapamaya çalışarak ….
„/ey penceredeki tünel öncesi son aydınlık, hangi masalında söylersin bu ninnileri/“
Her tünelin sonunda yine bir ışık olduğuna göre, yine yeni düslerinde umutlara sımsıkı tutunmaya hazırlanıyor şair…
‘Cevat Çeştepe’ bu şiirinde olduğu gibi, bu güne kadar okuduğum bütün şiirlerinde, derinliğinden ve estetiğinden ödün vermeden sanki konuşma diliymişçesine rahat bir söylemle, emekle ve özenle sevgiyi yazan kalem…
O nedenledir ki okuyucusuyla çok kolay buluşuyor, dolayısıyla herkes, aradığı ve algısı oranında buluyor kendini şiirde…
Şiirin hikâyesinde ise bir soru yöneltiyor şair kendine; Yaşama doğru çizgisinden bakarken simetriyi göremezsen, doğruyu nasıl yaşayacaksın derken,
Bu doğru soruyu herkesin kendine de yöneltmesini istiyor…
Kutluyorum güzel çalışmanızı, saygılarımla
hangi sıcaklık...hangi pencere...ne güzel...
iki pencere arasında el sallar hayatlar birbirine
İki pencere arasında
beklerken …
vazoda süs değil, sevgiden büyümüş çiçek masa üzerinde açarken rengarenk
bir pencereden poyraz girer içeriye birden, bildiğimiz karayel diğerinden
yaprakları titremeye başlar, ağır uzlaşmaz sancılar taşarken yüreğinden
iki damla yeşil yaş olur dökülür, akar gözlerinin önünden..
sigaramın dumanını üflerim, yönüm rüzgara karşı.
/ey çerçevelere asılı rüzgar gülleri, bu söyledikleriniz hangi yörenin türküleri/
*************
Cevat Kaptan rüzgar gülleri cevabı bana söyledi.. sen hani yörenin türküsü modunda isen
oranın türküsüdür diyorlar :)
... yanık mı yanık ..yürekten mi yürekten .. bak geldi kulağına dimi ..
rüzgar gülü bana söyledi
********************
perdeler …
üç telli sazın ortası dersen, bülbül sesi gelir üstten, dağılır alttan gül kokusu
kimin seçimidir geceyi güne veren, vazgeçip serenat vakti tan yerlerinden
mızrabın hammaddesi belli ki, farklı dünyaların göz kırpan yüreklerinden
kulakların her biri, ayrı şarkıları dinliyor aynı ses ve besteden..
sevmek istiyorum, yer bulabilirsem ellerimi saklayacak.
/ey dalına hain diken, hangi damla kan ile sileceksin yapraktaki parmak izlerini/
*****??? sonda takıldım bir gönderme var içinde mesaj var ama ..bilmece gibi geldi bana .
üç telli saz bağlama desem ..sanırım perdeden kastında yine bu müzik aleti ile ilgili .
sonu çözemdim :( yani yazarım ama bir derin anlam var onu çözemedim burdaki izdüşümü.
neyse ..
/ey dalına hain diken, hangi damla kan ile sileceksin yapraktaki parmak izlerini/
**************************
uzaklara …
dalgalar dağ doruklarında gezerken ve bulutlar okyanusların derin kumlarında
vurgunu yükseklerde yediren, solungaç patlatacak bir çığ kopar denizlerden
baş dönmesi değildir sonrası, şöyle bir nefes almakla geçmez serinden
belki görülen bir düş, kır çiçekleri toplanmış eline en güzellerinden..
bana soğuğun ne olduğunu hiç söylememiştin, anlat şimdi.
/ey üstümdeki binlerce ton beyaz ağırlık, hangi sıcaklık ısıtıyor böyle düşlerimi/
*****uzaklardaki kırçiçekleri toplamış uzaklardan gülüşler gönderen ısıtıyordur ..
o da olmasa bitmişsin zaten...
bu şiir çok karamsar çok bittim gittim der gibi gibi geldi bana ..sanki bir ton umutsuzluk
yüklemişin yüreğin omuzlarına gidiyorum der gibi ..
yada bana öyle geldi .. neyse ..umarım finalde seviniriz .
***************
yolculuk …
sorma bile inilecek istasyon nerede diye, yazılıdır nasılsa biletlerin üzerinde
bir pencere mevsimsiz peyzajları seçerken, dalgalar coşmakta diğerinden
istenir ki başlar asla kalkmasın, yolculuk süresince sevgilinin dizlerinden
o zaman bir varmış ile bir yokmuş bir olur, masal dilinden..
gözlerimi kaparım, trenin tünele girme vaktidir.
/ey penceredeki tünel öncesi son aydınlık, hangi masalında söylersin bu ninnileri/
*******
Cevat Kaptan şiirin finalindeyim . yine sevgiliye bağlansa da sözler
coşkusu yok olmuş bir yürek var gibi şiirde ..yada bana öyle geldi ..
yaşam enerjisi bitmiş tükenmiş yada tükenmesine ramak kalmış gibi kelimelerin anlamları .
senden alışık değilim böyle şiire yada
bana denk gelmedi yani sonlarda en azından yüreğe vira vira diyordun o yüzden ..
ama konusuna bakınca şiirin haklısın şair ..
simetiriyi göremessen asimetrik olacak herşey ..
Yaşama doğru çizgisinden bakarken simetriyi göremezsen, doğruyu nasıl yaşayacaksın.
Bu soru kendimedir ….
Cevat Çeştepe
******
emek verilmiş şiir emeğine yüreğine sağlık ..
Şair yüreğin yorgun geldi buna rağmen yine senden yine sana özgü bir şiir çıkmış
eh ben alıştım ya denizlere bağlamana birazda bazı yerlerde takıldım sanırım o yüzden
bu yorumda böyle oldu affola ..
Usta kalemin susmasın emeğin yüreğin varolsun ..
Sevgiler Şair yüreğine .
*************************
Bu şiirin hikayesi:
Yaşama doğru çizgisinden bakarken simetriyi göremezsen, doğruyu nasıl yaşayacaksın.
Bu soru kendimedir ….
Bu şiir ile ilgili 85 tane yorum bulunmakta