İki Nokta Bir Parantez :)

Melahat Çelik
1

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

İki Nokta Bir Parantez :)

Gülmek; yüz kaslarının ani bir hareketi, beklenmedik olay karşısında verdiği anlık tepki, toplumsal ilişki biçiminin kişide de yansıması.

Gülmek mutluluk belirtisi midir? Kimilerince evet.

Doruk noktasındaki beklenmedik duruma tepki olarak gülmekle karşılık verilir ama gülmek başka bir boyutu ile sadece mutluluğu içermez. Gülmek, sosyolojik bir olaydır. Genetik veya fizyolojik olması beklenemez. Ani bir durum karşısında da acı acı gülebiliriz...

İç göçlerle, metropollerin kıyı kesimine yerleşmek zorunda bırakılanlar ekonomik ve kültürel olarak yeni yaşam biçiminin soruları ve sorunlarıyla baş başa kalmaktadırlar. Bu durum toplumsal gerilimi de artırmaktadır. Geldiği yer ile yaşadığı koşullar arasındaki açının büyüklüğü acısının da büyüklüğünün göstergesidir. Tarihsel olarak da gülmek, eğlenmek, töresel, kimi kez de dinsel nedenlerle hoş karşılanmamıştır. Bu kültürel süreç toplum tarafından sessizce kabul edilerek mutsuzluğu rasyonalize edecek gerekçeler yaratmasına yol açmıştır.

Türkiye'nin gündemi kentte de, köyde de hep karmaşa, kurşun gibi ağır. İnsanlar her an patlamaya hazır bomba gibi. Gülmeyen, gülmeyi hatırlamayan yüzlerle dolu çevremiz. Kapkara bulutların gökyüzünü sardığı kasvetli bir hava takipte bizleri.
Gülmüyoruz... Gülemiyoruz...
İç aynamızdan dışımıza yansıyan aksimiz neden somurtkan? Zekamız, aklımız, sağlığımız karamsar bir tablonun renkleri ile mi boyandı dersiniz?
Evden çıkıyoruz suratımız bir karış, yollarda hep maskeli yüz replikleri dolaşmakta, çarşıda, pazarda, markette aceleci, hırçın, sinirli tipler koşturmaca içinde.
Vapurlar, tramvaylar, trenler, otobüsler yüzlerce melankolik tiplerle tıklım tıklım.
‘Hanımefendi bir adım öne’ desen çantasını çıkarıp yapıştıracak gibi tetikte kadınlar…
Manken olmak isteyen gençler, menapozdaki kadınlar, gülmeyi unutup daha güzel daha genç olma peşinde estetik kuyruğunda. Andropozlu erkekler gençliğini yitirmenin telaşında...
Sabahın ayazında servislerde ağır çantası sırtında küskün okulluların ve Üniversite kapısını aralamak için dersane yarışında koşturan gençlerin yüzleri endişe, korku yüklü.
Evine aş götürme telaşında işli işsiz ebeveyn, hengame içerisinde unutulmuş, itilmiş yaşlılar, mutsuz, gülmeyi hatırlamayan bir kalabalık.
Kahveler geçmişini unutmuş somurtkan emekli yüzlerle dolu. Balığa çıkan balıkçı ‘rastgele..’ derken adeta görev ifa ediyor. Yüzünde eski gülümsemesi, heyecanı kaybolmuş.
Kaşlar çatık, bakışlar ok gibi, kömür karası, ela, maviş, zümrüt yeşili gözler hüzünlü.
Gülme ile birlikte merhaba demeyi bile unutmuşuz.
Gülmüyoruz... Gülemiyoruz...
Gülmeyen yüzler gülmeye başlayıp, gelecek endişesi yerini umuda bırakacak mı? Ne zaman?
Her şey sanal ortamdaki gibi iki nokta, bir parantez mi? :)
İçine kapanık bekleyiş hüküm sürmekte. Yeni umutlara, aşklara yelken açmayı unutup sanal ortamda arıyoruz gülmeleri... Sanal ortam, kendimizden ve çevremizden kaçışımızın sığınağı durumunda.
Niçin gülmüyoruz? Gülümsemenin tılsımını mı kayıp ettik?

Sadece gülümsüyoruz... Zorunluluktan.
Gülmenin tadına varın artık. Aldırmayın kışı yaşatmaya çalışanlara. “Ne hakkınız var” diye seslenin onlara.
Ve... Yaşayabildiğiniz kadar dolu dolu yaşayın; ertelemeyin yarına hiçbir şeyi.
Gülümseyin yaşama. Gülümseyin ki o da size gülsün! ...
Gözlerinizden gülümsemeniz, yüreğinizden sevginiz eksilmesin.
İki noktalı bol parantezli :) :) :)   
Melahat

Melahat Çelik
Kayıt Tarihi : 21.7.2009 11:07:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
ÖNCEKİ ŞİİR
SONRAKİ ŞİİR
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Melahat Çelik