Bu sabah Gökyüzü, siyah geceliğini üstünden atıp, mavi saten elbisesini giyerken bir yıldız alıp taktı yakasına. Dudaklarında mutlu bir gülümseme vardı. Hoş görünmeliydi Deniz'e. Onu çok incittiğini biliyor, gidip gönlünü alsam diye düşünüyordu.Saçlarını savurdu. Gece simsiyah görünen saçları, güneşin ilk ışıklarıyla, kızıla boyanarak, beyaz bulutlar arasından denize döküldü çağlayanlar gibi... Rüzgâr, çiçeklerden kucaklayıp getirdiği mis gibi kokuları saçlarına serpti. Ilık ılık eserek o çok sevdiği saçları taradı usul usul...
Etrafa mis gibi bir koku yayıldı. Martıların başı döndü bu güzel kokudan...Uzun uzun süzüldüler gökyüzünde, bu güzel havayı ciğerlerine çekerek...
Sahildeki ağaçlar, bu güzellik karşısında gülümsediler.Uzanan dallarıyla el salladılar, selâm verdiler.... Hepsi de Gökyüzü'ne hayrandı. Ona erişmek için, bir an önce büyümek ister gibi, dallarını uzatıyorlar, birbirleriyle yarışıyorlardı adetâ...
Gece derin derin düşünen mor dağlar, şimdi başlarındaki beyaz örtülerini düzelterek, eteklerinde gezinen kuzuları gülümseyerek seyrediyorlardı.
Yavrularını doyuran bir annenin şefkâti vardı gözlerinde...Yemyeşil yamaçlarında otlayan kuzular, ne kadar mutluluk veriyorlardı onlara... Tâ uzaktan duyulan çıngırak seslerine karışan kuş sesleriyle mutlu bir bahar senfonisi yükseliyordu bulutlara... Gökyüzü, gözleri gülümseyerek, tâ ona kadar yükselen bu sesleri hayranlıkla dinledi. Ama, gözleri Deniz'deydi hep...Işıl ışıl yüzünü Deniz'e uzattı, yüzünü yüzüne sürdü usulca, bekledi...
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Dün gece rüyamda çaresizlikten,
Bir adam ve bir kadın ağladılar...
Doya doya...
Dün gece rüyamda bir yol vardı,
Ruhumdan ruhuna...
O çocuksu ve tertemiz bakışının,
Yalınlığını gördüm gözlerinin...
Baktım öylece,
Yüreğimden, yüreğine...
Dün gece rüyamda,
Gökyüzü, en yıldızlı haliyle,
Deniz, o eşsiz melodisiyle,
Eşlik ettiler bize...
Ay, güneşi kıskandırırcasına parladı,
Gözlerinden, gözlerime...
Yıllar sonra ilk defa,
Dün gece dokundun bana...
Nasıl da özlemişim,
Bende sana...
Saçlarımı kokladın!
Ellerin dolaştı arasında,
Dokundun her bir teline...
Ben de rüyada olduğumu bile bile,
Doya doya kokunu çektim içime,
Sanki benimmişsin gibi hala...
Dün gece rüyamda kulağıma,
Bir sürü güzel şey söyledin yine...
Ve en önemlisi de;
'Birden iki çıkmaz' dedin!
Süslü ruhumun fakirliğini serip,
Eğdirdin yine başımı önüme...
Dün gece rüyamda ilk defa,
Bir adam ağladı...
Hemde gözlerimden,
Benim gözyaşlarımı çalıp da ağladı...
Dün gece sadece rüyamda,
Sadece bir adam değil,
Yanında çaresizlikten bir kadın da ağladı...
Masallar ve kahramanları... başka başka olsa da... sanırım sahne... hep aynı kalıyor...
Ay...
Gece...
Deniz...
ve...
Mavi...
Yüreği dert görmesin... masalları hep mutlu sonla bitsin şairemin...
Sevgilerimle...
Her okuyuşumda aynı hüzdü duyduğum nadide eserlerden, kaleminizin hüzün işlemelerini seviyorum...
Kavuşmak imkansız olunca aşkın katmanları değişiyor... Sadece seveni yakan bir ateş kuşatıyor ruhu... Ruhta vuku bulan sevginin hiç tükenmeyeceğine inananlardanım.. Hüzünlü bir sevda masalı okudum kaleminizden... Kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum...
deniz ve gökyüzü.. Bir mavidir... ufukta birleşirler sadece...
kavuşmaları ve ayrılmaları imkansız...
büyük aşkların büyük rüzgarları oluyor... ve büyük göz yaşları...
Harika betimlemeler vardı deneme yazınızda.. Çok büyük keyif aldım okurken...
Kaleminize yüreğinize sağlık.
Sevgiler..
Deniz ve gökyüzü hep mavidir., bakmasını-görmesini bilene...
Araya güneşin aydınlığı/karanlığı., fırtınaların öfkesi., dağların gölgesi düşse de...
Öykü tadında güzel ve farklı figürleri ile güzel bir denemeydi...
Kutluyorum sayın Halenur Kor...
İnsanlar arasında cereyan eden olayları hayvanlar bitkiler ya da cansız varlıklar arasında geçiyormuş gibi göstererek bu yolla insanlara ahlak ve ibret dersi vermek, örnek göstermek ya da bir düşünceye güç kazandırmak isteyen bir çeşit masaldır.
Teşhis ve intak sanatları üzerine kurulmuştur. Fabllar manzum (şiir) veya nesir (düz yazı) biçiminde yazılabilirler.
Neden bunları yazdım? Çünkü 'İki Mavinin Aşkını' okuduğumda aklımda fabl türü belirdi.
Türü ne olursa olsun, hem işlediği konu, hem konu anlatılırken kullanılan dil ve anlatım oldukça başarılı. İlgi çekici ve akıc bir yazı. Güzel bir edebi çalışma olmuş. Beğeniyle okudum. Yüreğinize, kaleminize sağlık Halenur Kor Hanım. Kutluyorum. Sevgilerimle.
Nefis betimlemeleriyle çok hoş bir deneme yazısıydı İki mavinin aşkı... O güzel doğada geziniyor gibi hissettim kendimi. Okumak büyük zevkti Halenur hanım. Kutladım içtenlikle ve sevgimle. Nicelerine...
Ancak ufukta birleşir 'iki mavi'.... göz yanılması adına da olsa bu algıyı yaratır en azından..
Tasvirlerin ve tahlillerin çok başarılı olduğu denemenizi yürekten kutlarım Halenur Hanım.... daha nicelerine...Sevgilerimle.....
'Devlerin aşkı büyük olur..'
Gökyüzü ve deniz.. 'İki mavi.. ' İki dev...
Yeter ki öfkeye kapılmasınlar, sakin olabilsinler.. Biri gök gürültüsü, şimşek ve yıldırımlarla boşaltmasın öfkesini.. Diğeri de dalgalarla dövmesin kıyısını..
Berrak, arada bir 'beyaz gelinlik' giyer gibi zarafet saçsınlar, birbirlerine karışsınlar.. Gökyüzü yaklaşsın yere, dağa, taşa aşk fısıltılarını göndersin meltemlerle, insin denizin kucağına, vuslata ersin iki seven..
Çok hoş bir deneme.. Arı, duru bir dil ve benzetmelerle..
Kutlarım Halenur Hanım..
sevdanın herşeye rağmen masmavi olması ne güzel...ve nelere kadirdir şüphesiz kutluyorum güzel çalışmanızı...saygılarımla...
Kimden : Fatima Humeyra Kavak (Bayan, 27)
Kime : Halenur Kor 1
Tarih : 20.12.2012 22:28 (GMT +2:00)
Yüregine saglik, ne güzel bir calisma :) Güldeste siir grubumuzda paylasiyorum...Tebrikler ablam.
Bu şiir ile ilgili 25 tane yorum bulunmakta