Anlaşmak diye birşey yoktur aslında
dillerin ve yüzlerin altında başıboş zamanlar
dolaşır
sokaklarda bir kıç,bir penis,bir çocuk-köpek gibi
dolaştığım zamanlar
varlığımı koruyabilmek için
masaların altında ellerimi, ayaklarımı
Sevmek gibi geliyordu her şey,
sevmek gibi gidiyordu kadın
adının anlattığı,canın teni yakmasıydı,
bir bulut evet ama aslolan
bulutun suyu yağmasaydı...
Devamını Oku
sevmek gibi gidiyordu kadın
adının anlattığı,canın teni yakmasıydı,
bir bulut evet ama aslolan
bulutun suyu yağmasaydı...
Allah allah!!!...
Ben ne okudum şimdi?..
Ben kullanılan kelimelerden çok şiirin teknik yönüne takıldım.
Anlatılan birşeyler var varolmaya da...
Kendine hiçbir şey kalmamış mı, diye soruyorum ben de...
Peki dizeler bu kadar rasgele neden ayrılmış?..
Yazım hatası mı var acaba?
Bizler mi geride kaldık, yoksa çok cahil mi bırakıldık?
1- Her bölümde sadece ilk harf niye büyük? Cümle başlayıp, bölüm sonunda mı bitiyor acaba?...
2-
'uydurulmuş anılar,sahte öyküler,hiç
kullanmadığım
yerlerimi bıraktım onlar
yine de son kapıma dayandılar'
Bu bölüm neden diğerleri gibi yazılmamış?
'hiç'ten sonra neden dize olmuş devamı?
İki cümle olan bu kısım handi teknik ve anlayışla dört dize olmuş? Mesela neden iki dize değil?
3- Serbest şiirde herkes dilediği gibi rasgele dizeler oluştırabilir mi? Bunun hiç mi doğru bir yanı, olabilecek bir özelliği yok?
Eskilerin dadaizminde bille bir düzen var idi.
En azından önceden yazılan kelimerden oluşan dizeler bile bir kural çerçevesinde oluşturuluyordu.
Neyse....
Aslında duygu ve düşünceler güzel anlatılmış.
Tuhaf bulmaktan da kendimi alamadım.
Aziz Nesin der ki:
'Bu memleket cinsel sorunlarını halletse büyük işlere de sıra gelecek.'
Şiire her sözcük giremez,kabul.Fakat Cemocemo adlı arkadaşın iddia ettiği gibi bu işler de yasaklamakla yok olmaz.Öyle olsaydı 80 yaşındaki Vakit yazarı gidip de 15 yaşındaki çocuğa sulanmazdı.Yani cinsel içerikli yazıları yok ederseniz toplum pir-ü pak olmaz; aksine yasakladıkça sapıklık artar.Emniyete sorsanız acaba hangi toplumsal katmanlarda ensest ilişkiler daha yaygın? 'Aç it fırın yıkar.' derler.
Her neyse,bu sözcüklerin bu kadar aleni telaffuzu hele de şiirde ayıptır ve bunu kimse savunamaz.Ne yazık ki bazı arkadaşlar işte böylesi bir nadanlığı dahi fikir özgürlüğü sayıyor.Bu şiir hangi mantıkla önerilmiş ve nasıl kabul görmüş, anlamadım.Büyük ihtimal gözden kaçmıştır; yoksa muhterem seçki heyeti buna izin vermezdi herhalde.
Cezmi Ersöz'ün şiirlerini bilmem; ama çok nefis nesir yazıları:denemeleri,fıkraları... var.Siz yine de 'Arap atı bir sürçmeyle vurmazlar. 'deyip Cezmi Ersöz okuyun arkadaşlar,pişman olmazsınız.Selamlar
Şiir çoğu zaman bırakalım okuyucuyu insanın kendiisinden bile izin almadan yazdığı şeylerdir...şiir şairin kendisinde kendisinden de aşkın bir duyguyu yakalamak istemesidir...yoksa şiirin büyüsüyle, kendisini veya birilerini eğitmek, kandırmak, yola getirmek filan değildir maksadı şiirin...didaktizm veya toplum mühendisliği için yazılan şiir bir karşılık, bir yankı bulmaz mı..bulur elbet zaman zaman..bu ise şiirin suistimalinden başka bişey değildir..
Sonuç...
Cezmi Ersöz, şairdir..
Seçki Kurulu seçmeseydi de ben bu metni kendime şiir olarak seçerdim
Benim anladığım antoloji en güzel şiiri seçmiyor. Güzellik uzaklık, yakınlık gibi şeyler görecelidir...Neye göre, kime göre güzel...Sanırım bir komite var ve üyeler; her biri ayrı bir şiirden ayrı bir tarzdan hoşlanıyor olabilir ama bir ortak müşterekde buluşsalar dahi öyle oduğunu sanmıyorum. Zor bir iş kendi içlerinde de çıkmaza düşüyor olabilirler. Davulun sesi uzakdan hoş gelir. Dünyanın en zor işi idarecilikdir. Seçki kurulu günün şiiri sayfasında bizlere şairleri ve şiirlerini tanıtıyorlar...
Bizim yorumlarımız bile fikir edinmeye, baz almaya yetmez Hepimizin yorumlarının beğeni yüzdesi alınıp da o günün şiirinin güzel olduğunu kim söyleyebilir?
Şair acı bir gerçeği öfkeyle dizelerine dökmüş. Ama biz alışık değiliz bu kadarına. Farklı değerleri olan farklı bir toplumuz. O dizeyi kamufle edebileydi iyi olurdu. Her neyse, dün duyduğum, ve genç olduğunu tahmin ettiğim bir şair arkadaşın, Fikret Kemal Aslan'ın aramızdan ayrılıp hakkın rahmetine kavuştuğunu öğrendik...Herkese başsağlığı ailesine ayrıca sabırlar diliyorum.
başıboş zamanların h/iç karargahında toplanır cephanesiz rüzgarlar....
ve duyguların topraklarına savaşın galibiyet aymazlığını ekmektir artık yaşam...
sevgiyle...
'Anlaşmak diye birşey yoktur aslında
dillerin ve yüzlerin altında başıboş zamanlar
dolaşır
sokaklarda bir tip,bir tipitip,bir it/tip gibi
dolaştığım zamanlar
varlığımı koruyabilmek için
bankların altında ellerimi, ayaklarımı
parçaladığım
zamanlar...'
of ya!..:))))))
bu da benden olsun dedim.......
korkunun elleri çok...
ama korkunun elleri hiçkimse...
ve
aşk biterse
ben yeni yeni baştan bir aşk ile gelirim...
...
içten ve yürekten sevgilerle...
Genelde hakim olan görüşlere bende katılıyorum. Tamam hadi şair arkadaş her ne yazdıysa yazdıda ya bunu seçenler. Aklıma şu geliyor, Antoloji yetkilileri acaba günün en güzel şiirini değilde en kötü şiirde demek istemiyorum ama ona yakın bir şeymi seçiyor. Eğer durum böyleyse diyecek bir sözüm yok Kutlarım. Ayrıca şairide şiirinide her şeye rağmen kutlarım. Çünkü bir emek vermiş kendine göre bir eser kendisi ona şiir demiş bizim fazla bir şey demeye hakkımız olmadığını düşünüyorum. Ama birazda edep sınırlarını zorlamasa daha iyi olmazmı...
Hayatta dört şey geri gelmez söylenen söz ölen insan geçen zaman ve kaçan fırsat bize verilen nimetlerden biri de akıl iyiyle kötüyü yanlışla doğruyu ve kültür le küfrü ayırsın ve hidayetini karartmasın diye şayet kararma olursa olsa da olur olmasa da olur olur böyle. tabi şair sadece yazar bizi yücelten edeb yerlerimiz değildir hem mahremdir değerli hemde defi hacet kirlidir Osman Tuğlu beyin yorumuna katılıyorum saygılar
Şair veya yazar her şeyi yazabilir. Yazacaktır, yazmalıdır. Fakat amiyane tabirlerle değil. Küfür sözcükleriyle değil... Böyle bir dille yazmak, YAZAMAMAK demektir!..
Yazanı da buraya MOSTRA olarak asanı da kınıyorum!
EDEBİ şiirlere...
Onur BİLGE
Bu şiir ile ilgili 34 tane yorum bulunmakta