İki hece var dudağımda canımdan can bildiğim ama bir türlü söyleyemidiğim.. Canımdan can bildiğim iki hece.. Gecelerimi dolduran, aklımdan atamadığım.. Yarım kalan tarafımı tamamlayacak olan, ama imkansız dediğim.. O iki hecenin hasretidir beni ezen hayatım boyunca.. 37 yıldır için için kavuran yüreğimi.. Ve hep duymak istediğim sesini.. Geceleri erken yattığım görürüm diye rüyamda.. Yanlızca duvarımda asılı resmiyle büyüdüğüm... Ah! bir bilseniz nasıl kıskanırım onunla yaşayanları.. O kadar erken terkkettiki beni tanıyamadım bile yüceliğini..
İki hece... Ba-ba.. Babam... Canım, yüreğim, içimde yanan en büyük ateşim.. Burnumun direğini sızlatan bir hasrettir beni inleten.. Kimseye göstermediğim göz yaşımı gizli gizli akıtan.. Öyle bir yara ki içimde, ölene kadar geçmeyecek.. Keşke yaşasaydın be babam, keşke sarılabilseydim sana.. Keşke ayırmasaydı seni bizden YARADAN! ... Ama ne çare..
Nasıl sevinmiştim en son gördüğümde rüyamda ' bu sefer duyacağım' diye sesini.. Ama olmadı be babam.. Öylesine titremişim ve öylesine etkilenmiştim ki varlığından, gözyaşlarımı tutamadım ve uyandırıldım sesini duyamadan.. Neden ya neden! Uyanmak istemiyordum ki.. Gözlerim kan çanağı olana dek akıtmıştım gözyaşımı.. Tam 16 yıl oldu babam.. 16 yıldır yoksun rüyalarımda.. Ben hergece bin ümitle bekliyorum belki gelirsin diye..
Gel ne olur gel de duyur bana sesini.. Seni çok seviyorum babam.. Hiç görmesem bile.. Bu deli kızın son nefesinde bile sayıklayacak ismini... Ruhun şad olsun.. Rahat uyu babam..!
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim