Gitar ya da saz farketmez telleri olsun yeter
yavaş yavaş çalsın
bazen sert bazen su gibi akan
benim dağlı gibi duruşuma bakma
arsızlığıma bir şemsiye açamam
sen gidersen?
sen gidersen yok
senden sonrası yok
kaçıyorsun biliyorum
ışık saçmana olsun
sarılışına olsun
ağlıyorum ve yara bereyim
kupkuru bir ısırgan otuyum
kökünde ihtişamlı
dokunursan un ufak
herşeyim minik bir kutuya sığacak gibi
ve her gibilerimden sonra sana doğuyorum
zamandan önce zamandan sonra sanki
günlerimiz, o günler
senin yitikliğin, çaresiz izleyişim(iz)
parmağımı sardım saralı demirle
senden gayrı yaşamanın acısı
ve korkusu
ve ıssız bir göl kenarında uyuşmuşluk hissi
ortasında felç geçirmiş bir kalp
ortasında renkli küçük kolonyalar
küçük adamlar küçük kadınlar
yağmurlar, geceler
afişe olmuş sırların tuz basılmış yaraları
yazıyorum bilirsin çünkü
başkasına bileğim yetmez şiirden gayrı
senden kaçmak haramdır
adını anmak destur
biliyorum gelmen isyandır gerçeğe
göz göre göre yandığımı bilmen zor
ve burkucu bir şafak vakti gibi
göfüs kafesim yanıyor
ve acısı seni bildikçe meşk ediyor
iki akıntı çocuğu sen ve ben
iki mahsun yengeç aşk ediyor
(2002 *)
Ahmet ÖztürkKayıt Tarihi : 11.7.2006 19:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
irin değil, şiir fışkırır şairin yarasından.. Her dize acıyı yakıyor sanki kendi anlamında.. Yine farklı ve çok güzel bir şiir okudum sizden, Kutluyorum..
TÜM YORUMLAR (1)