Ne baharlar gördü, ne kışlar yaşadı bu ihtiyar
Ardına dönüp baksa, ardında koca bir asır var.
Az mı çiğnedi, bu bodur koruluğun toprağını?
Keçilerin yediği dalların, taze yaprağını
Yıllar oldu gideli, kırk yıllık hayat arkadaşı
Oysa, on yıl daha küçük olmasına rağmen yaşı.
Öyle mutluydu ki, bu bozkırların iki meşesi
Şu ufukta görünen köyün maskotuydu, neşesi.
Yalnızlığıyla birlikte yaşıyor, şu kulübesinde
Kör kandili, eski radyosu, isli demliği birde.
Sütünü, peynirini, yumurtasını kendi yapar
Suyunu dereden, meyveyi miri malı topluyor.
Yazdan doldurur, tahta ambarına o kışlığını
Köylüler getirirmiş, ara sıra ekmeğiyle aşını.
“Çok da aksi bir ihtiyardır” diyor, köyün geneli
Yetmiş yıl öncesinde, karşı köye çoban geleli.
Bu kış nasıl olduysa, yolum düştü barakasına
Selam verdi geçti yoldan, sonra baktı arkasına
Çok misafirperverdi, sofrada tarhana çorbası
Küçük kandilde erir gölgesi, duvarda torbası.
2023
Kayıt Tarihi : 20.3.2023 15:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!