yoksa bize yaşatılanlar mı?
Kaybolan gecenin arkasında kalan asırlık sır
Güneşi bekleyen semanın altında yırtık hasır
Ne ses gelir o bekleyişte semadan ne bir nefes
Karanlık içinde karanlık yine kendine yansır
pencereme
bir manzara resim
yapıştırdım
ne güneş doğar
ne yıldızlar görünür
ben kendimi inandırdım
Asude bir akşamda gökte ayçaydım
Gönlümde sağnak sağnak duygu yağmuru
Pırıl pırıl parlayan inciler beyazıydım.
Hayattan ötelere bir yolculuktu sanki
Kardelen çiçekleri açsa da ruhumda
İçimde bir acı
Yuregimde burukluk
Diyarı gurbet elde
Ne arandık, ne sorduk
Karanlık bir bilmece
Hikmeti meçhul yolculuk
Her yeni gün
Yeni bir başlangıç
Her sabah güneş
Yeniden doğar
İçinde sönmeyen
Hüzünlü yangınlar
Duman duman hasret kokan bacana
Otağ kurduğum toprağına
Soğuk sular içtiğim kaynağına
Hasretim, özledim memleketim.
Kağnıların kıyasıya yarıştığı
Kıyıya vuran dalgalarla cosmak
Gunese uzanmak biraz
Ilık esen ruzgarlarla savrulmak
Yagmura kanmak biraz
Sana nasıl ulaşılır?
Sevgine
Seni sevene
Sevdiğine
Sen nasıl sevilirsin?
Ve ben aydınlık sabahlar
Bekliyorum
Ümidi yelken gibi açarak bir gemiye
Sonsuz huzura doğru açılsam diye
Bir güzel gün, bir sükun, bir bahar
Bekliyorum
Çanlar çalıyordu
Yıkık kilisede
Duvarına bir çocuk kıvrılmış
Elinde mendilleri
Dünyaya bakarken, küskün
O küçük buğulu gözlerinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!