Madem bu kadar istenmiyoruz yüreğim,
Hadi kalk toparlanalım
Biliyorum
yükümüz de ağır,yaramız da
Topla düşlerle üşüdüğümüz ne varsa
Sicime dönüşen yaşlarını,
Küstüm işte,
oynamıyorum
diyen çocuğun
cebindeki misketler gibi
soluklaştırıyorum renklerimi
Bir sonraki sokakta
Adınla başlamak
umuduna sarılarak uyandığım sabahlara
Güneşin ilk tılsımını
suyun beyazını
zeytinin karasını
ekmeğin buğusunu
Bir mevsim daha örtüyor yüzünü vakitsiz
Ömrümün çıplak
ömrümün kalabalık
ötesi çocuk
berisi ihtiyar takvimimden
Ezê bajarkî ava bikim
ji min û tera
Ezê dili xwê bikim bazar û dikan
lê sûka wîda
Ezê dengê zarûktîya bê qirêj
belakim teva qada
Siyah olduğu için mi karanlık
karanlık olduğu için mi siyah
yoksa aynı şey midir ikisi
Yolları kesişmiş bir yoldaşlık benzerliği mi
aydınlığı yutarak adımlayan
Zulüm koktuklarından
Dudaklarımın çizgilerinde
dolaşan sokaklara çığır
Yüreğinde resim edildiğim ıslığı
İsmini kaybeden bir şehirim artık
serseri bir budalığa savuruyorum sokaklarımı
güne kapatıyorum kendimi,karalığa örtünüyor renklerim
denizlerimi bir demirci ateşine salıyorum,nefessiz
bütün rüzgarlarımı uçuruyorum terk edenlerin safına
ve korkuların kancalarına astım mahallelerimi
Çocuk kokuları eksildikçe
kötü kokuyordu baharlarda
Ve bütün sevgiye dair şiirler
yama olamıyordu
savaşın darmadağın ettiği
insanlığın yarasına
Babamın ağaran saçlarında
seni düşlemek ne acı
Sözleri unutulmuş,
notaları kırık bir şarkı gibi
ve annemin
ihtiyarlığa teslim etiği gül yüzünde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!