Evliyim
İki çocukluyum
Ozanım
Düzeltirim
Çocuklarımdır
Bütün çocukları dünyanın
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
harika bir şiir tebrikler sayın şair
bu şiire bile saldıran nefret tohumlarının kötü tohumların ve ahlaksızların amacı ne kadar açık ve acıklı
bir şiir bin ayıp örter yine de
İnsanın insandan korkmasına karşıyım
İşte bunun içindir
Bütün yazıp
Altına imza attıklarım
Final müthiş! Tebrikler ve saygılar...
İnsanın kendini ifade ediş biçimlerinden en tesirlisi şiirdir bence ve şiirin bizi saran efsunlu, tılsımlı, hançerleyen, ahenk içinde dans eden, bizi farklı iklimler sunan ve bizi o iklimlerde dolandıran vs. söz dizelerinin bizlerde yarttığı etkilere bakılırsa şiir duygu ve his dünyamızın yatsınamaz tek gerçeği gibi duruyor. şimdilik yani...
EY HEGEMONYA, EY SÖMÜREN DÜNYA ;
'' Bir Dünya Bırakın (ne olur) Çocuklar(ımız)a'' .....
Savaşlardan/ Hırslardan/ Benlikten...Yorulunca....
...................................................................
Evet kaygılıyım
Çocuklarım için
Korkmasınlar isterim
Çalınışından kapının
galiba şairimizi bu dizelerinden anladım, anlatmak istediğini.
kaygılı ve endişeli çünkü çaresizlikten zarar görme korkusu yaşamakta.
kurallara uyuyor ama,uymayandan şikayetçi,çünkü saygı görmüyor.
ve,başka çocuklarıda düşünerek annelik iç güdüsü ağır gelerek onlarıda sahipleniyor.
selam ve saygılarımla
Bilmem...
Şairi de hiç tanımam, ilk defa okuyorum.
O zaman o baskı atmosferine hakimin sorularını da ekleyerek tekrar okuyun. Veya telefonla konuşan arkadaşınızın sizin için monolog olan konuşmasını dinleyin veya birinin kendi iç duruşmasının hayalini kurun...
Yukarıda (bana göre farklı ve özel bir şey var) ve o özel ve güzel bir türün ilklerinden bile olabilir. Ben sevdim. Herkes her şeyi sevmek zorunda değil elbette.
çocuğu çocuk gibi görmek, ona tertemiz bir dünya vermek ne güzel. yüreğinize sağlık. mutlu olsun tüm dünyanın çocukları. kutlarım
Sayın Selçuk, iyiki varsınız. Gerçekten seni ve yorumlarınızı seviyorum. Ama bu demek değilki, sizin beğendiğiniz her şeyi beğenmek zorunda değiliz.
Şunu unutmayın ki, şiirsel olmayan hiçbir düz yazı ,
Yani nesir şiir olamaz. Şiirinde kuralları vardır. Aslında siz benden daha iyi bilirsiniz bu kuralları.
Siz gerçekten değerli bir yorumcusunuz. Bu şiirde anlamdan başka ne buldunuz anlayamadım.
Sevgi ve saygılarımla.
Sahne elemanlarına bakmadan okuyorsunuz şiiri. Kalkın yerinizden, mahkeme salonuna girin. Hakimin karşısındaki bank misali şeye oturun, sağdan izbandutun biri bağırsın 'Ayağa kalk' diye. (Belki de bana bağırmıştır öyle tipin biri :)))
Sonra, orada oturuyormuş gibi konuşun :)
Her şiiri beğenmem. Ama gözümün önünde bu sahne canlandıysa, bu şiir güzel. Tebrik ederim.
Bir kaçgündür 'Günün Şiiri'ne yorum yazmadım. Aslında buna da yazmayacaktım.Fakat öyle ucube şiirlere bazen rastlıyor ki insan, Aynen bugünkü gibi; şimdi Seçici Kurul' buna şiir mi diyor? Güldürmeyin Allah'ınızı severseniz.
Seçici Kurul'a yazıklar olsun.
Ki, hepimizi enayi yerine koyuyor. Kimsenin de buna gıkı çıkmıyor.
Şimdi bir şiir de benden
Dulum
beş çocukluyum
şairim
tashih ederim
çocuklarımdır
bütün sokak çocukları
çocuklar tiner içmesin
7yasaklasınlar tineri
ve çocuklar ölmesin....
Not:
Aslında bu şiiri uat uzatabildiğin kadar. Eğer şiir kabul edilirse.
Ha emeğe saygı(!)
Bu şiir ile ilgili 31 tane yorum bulunmakta