Kimine demir ekmek,
Kimine ballı börek.
Yut yutabilirsen!
Biri acı emek,
Biri pembe engerek.
Gölgeler uzar,
İnsanlar kısalır.
Yüreğim uzar,
Aklım kısalır.
Sesim kısılır,
Gözyaşım taşar.
Kükürtlü sabunla yıkandım.
Kırk tas su döktüm,
Picasso bozması kırkyama muhteviyatıma.
Göbek taşına yatıp
Bir de güzel kese attırdım.
Oh, mis…
Yüzlerine baktım.
Ağızları, burunları, gözleri yoktu.
Bir daha baktım.
Gölgeleri yoktu.
Çalınmış olmalıydılar.
Bre,dişinin arasına havyar kaçmışlar…
Bre,elinde kumar, yüzünde botoks izi kalmışlar…
Bre,lüksün içinde yaşamın dışında kalmışlar…
Haydi bre pehlivan,çık meydane!
Hangimiz daha güçlüyüz?
Hangimiz daha güzeliz?
Kol kırılır yen içinde kalır
Ve ötelenir hayat
Neden?
Film karesiydi mutluluk
Tanımlanamayan zamanların hatırası
Az gittim, uz gittim,
Dere tepe düz gittim.
Kuşbakışı baktım kendime,
Haylaz çocuğu büyük kadının içinde,
Şıp diye seçiverdim.
Delirmiş olmalı insanlar!
Bunca kötülüğü üretebilmek için.
Yoksa inanmak istemiyor muyum
Meme emen, çıngırakla oynayan, her şeye ağlayan
Pembe yanaklı bebeğin bir gün büyüyüp
“İnsan” denen şu kötülük fabrikası olacağına.
Rus ruleti oynadık
Sen ve ben
Sana boşu
Bana kurşunu
Şimdi kan saçağı saçlarımı beğenmiyorsan
Nasıl anlatmalı?
Yemek tarifi olsa kolay.
Yol tarifi gibi de değil.
Mutluluğun tarifini nasıl anlatmalı?
Olsa olsa yaşamalı…
Yaşamalı!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!