İdam sehpasına yol alan çocuk
Deme ki, bu işi hakimler yaptı.
Suç gönlüne yuva yapmadan önce
Seni bu ateşe,de, kimler attı?
Bir şahsa, bir zarar, açmadan önce
Vicdan duvarını, geçmeden önce
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yusuf bey, bu zevata yıllardır gerçekleri anlatamadık. Bunların kafaları çocuklara zinaya ve hırsızlıkla zengin olmaya çalışır. Cümlesine kocaman yuh!! çekiyor kutluyorum cesur yürekli şair dostumu...
anşayacak hocam anlayacak saçmalamaya devamederken sert kayaya çarptığında nalayacak
Bütün mesele toplumun top yekin aydınlanmasında..
Toplum aydınlanmadıkça, çocuklar maşa olarak kullanılmaya devam edecek maalesef..:((
Kutluyorum emeğinizi Sn Değermenci..
Saygı ile..
çok acı günlerdi, bir daha yaşanmasın, güçlü kaleminiz daim olsun tebrikler nicelerine.
Ne çok acı gördü ülkemiz,insanlarımız ne çok kullanıldı?Duyarlı yüreğinizi kutlarım Yusuf Bey,şükranlarımla.
Onu bu ateşe atan cuntanın diktatörleri idi.Çocukların yaşlarını büyütüp astılar.Sonra kendilerini haklı çıkarmak için kitaplar yazıp,günah çıkarttılar.O günün pislikleri katlanarak çıktı karşımıza bu gün.Kutlarım Yusuf Bey.Saygılar.
Hayat girift sırmış, bilmece dolu
Tuzaklar kurulmuş her adım boyu
Gelecek bilinmez,görünmez yolu
Bir yanlış adımda derler ki suçlu'
yaşar Akbaş
Vakit tamam, yaşlıyım yolum göründü
Bir umut kalmadı bütün ışıklar söndü
İnsanlık bitti, namus siyaha büründü
İçinden çıktı, milletin kahpe ihanet
====================================
Şiirinizi beğeniyle okudum. Vatan sevgisi, millet sevgisi, ulus sevgisi yaşayan toplumun aydınşlık derecesiyle kültürüyle ölçülmez mi. Adalet, adalet, adalet, milletimin hakkı çile çekmek değildir elbet...
talat hocam lgi ve beğenizie sevindim dörtlüğünzle şiirime güç kattınız teşekkürelr
Yüreğine sağlık üstadım.
Düzenin içinde ve düzenin bozukluğuna seyirci kalanlar da dahil olmak üzere hiç kimse masum değil...12 Eylül darbesi ve benzeri oluşumlar insanlık düşmanlarının işidir ancak, diyerek saygılar sunuyorum...
12 Eylül zihniyeti ve yönetimi ile ve ne yazık ki çok yüksek kabul oranıyla
halen yürürlükte olan anayasa hükümleri suç ve cezayı kendi faşist anlayışına göre İDAMLIK olarak değerlendiriyor...
Kaleminize sağlık sayın Yusuf Değirmenci...
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta