İnsanın bir zâhiri bir de bâtıni dünyası vardır
Zâhiri dünyasındaki dışsal yaraları görüp
Saracak çok hekim vardır da
Bâtıni dünyasına inip içsel yaraları görüp
Saracak hekim yoktur ne fayda.
İçsel yolculukta ne fııtınalar kopuyor
Ne ağaçlar devriliyor ne dallar kırılıyor
Ne güneşler doğuyor ne güneşler batıyor
Yel oluyor hayaller uçup gidiyor sulara
Çığ altında kalıyor gözü yaşlı umutlar…
Ruhlarda açılan görünmez çentikler
Her çentikten akan görünmez kanlar
Ruhların boğazında düğümlenen acılar
Acının toprağında filizlenen tohumu yeşertmiyor.
İçsel tünelde nice yaralar açılıyor
Görmediği gözlerin
Nice yarlar açılıyor
Pek derin.
Kıvılcım düşüyor yüreklere
Hekimler acz içinde
Zaman çaresiz
Dağların bile yüreği sızlıyor
Sönüp gidiyor canlar tünel boşluğunda…
Zümrüt gözler akıp kayboluyor,toprağa
Yaş oluyor kınalı yaprağa…
Hüzn tutuyor gövde ve dallar
Ve kahır damlıyor çimenlere
İsyankâr!
Akar da damla damla Akdeniz,gözlerinden
Haberi olmaz kimsenin
Feryat eder de dağlar bile
Kulakları sağır,gözleri kör hekimlerin.
Kayıt Tarihi : 18.7.2023 16:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!