İlk çağlardan bu yana saklanmayı başarmış bir el izi;
arkeologların haklı gururu.
Çok haklı bir yasanın yürürlüğe girmesi gibi,
evvelden beri geçit vermez bir kayanın tünele dönüşmesi.
Aman vermez bir hastalığa bulunan reçete.
Düşünsene;
iyiye ve bilgeliğe dair her şey…
Daktilo yıllarından bugüne,
bir kitabın ilk baskısının sadece sende oluşu.
Elle yazılmış bir notun buzdolabını ısıtması.
Kavisli bir anının, şu an gibi pürüzsüz hatırlanışı.
Yargılardan uzak bir kavuşma.
Kimya laboratuvarlarında bulunamayan bir hâl değişimi.
Yuvarladıkça büyüyen bir çığ.
Bulutun, gizlemekten yoruldukça yağdığı iç döküntüsü.
Bir yanığın kaçıncı derece olduğuyla ilgili iyileşme süreci.
Acıların günlerle, günlerin de acılarla orantılı ivmesi.
Kelimeler…
Ve karşılığı.
Terazinin hassaslığının dokunulmazlığı.
Kıraç toprakların haklılığı.
Renksiz, dilsiz, yargısız ülkeye değil;
insanın insana bağlılığı.
Kelimelerden korunulan iç varlığı.
İçimizin varlığı.
Ham saflık.
Ekmeğin mayayla aşkı.
Çocukluktan kalma kırmızı bir kazaktaki beyaz geyiğin, yakadaki seyri.
Sabah duyulan ezanın, ölümü daha çok akla getirişi.
Seslerin, uğultuların, dumanların içinden geçen bir hayal;
bir hayat…
Kayıt Tarihi : 18.12.2025 15:46:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!