yüklerimden yazgıları indirmiştim
köşe başı konteyner yanına,
ceplerimde ince bir şubat soğuğu,
tepemde temmuz dönüyor
arsızca..
küstah bileğinden
günü çeviriyorum yüzüme,
yüzüme söylemediği
dünü getiriyorum güne.
perdesini söktüğüm gözlerde
küle dönmüş benzim,
benzim yangın yeri...
bulut sağdı ellerim
sokağı arşınlarken kararsız ayaklarım.
rüzgar geçti içimden,
incinmesin diye mânası,
dökülmesin diye ahengi
dokunmadım tenine..
amâ göze rengi anlatamazdım,
vecizi,
basireti kavi olana dökmeli diyordum..
'boşver demişti,
boşver !..'
doldu..birikti..
zihnim işkenceye,
ruhum da ona eşliğe devam ediyor..
umarsız, bencil bir söylemin
yankıları çarpıyor,
çatalın tam altı
boynumun hemen iki parmak üstüne. .
bir incir çekirdeğinin ekseninde
içiçe dönüyor,
dönüp dolduruyor içim içime.
'sevda' diyor,
yaşam diyorum
'kavga' diyor,
umut diyorum,
'ölüm' diyor sokağın sessizliği!
sus diyorum, sus..
gözünü dikmiş ruhumda ki çocuğa
yas karası kadın giydirecek..
gölgenden çık gölgemi bul diyorum kendime..
kendime,
bentler çekmiş benliğime diyorum..
adımlarım acele,
acele bir sigara ellerim,
duman üstüne duman nefesim,
her izmaritte ölü kuşlar suretinde
bedenler söndürüyor parmak uçlarım.
uzak değil gibi.
beyaz insanlar geçiyor, ak ak,
kül benizli, gözler hep ırak..
dağınıklığın üçüncü perdesi,
sönen zehri ateşliyorum yine
ütüsü bozuk düzenin
yamalı eksik eteklerine
yol uzuyor sokak kısalıyor önümde
önümde ömür törpüsü....⚘
....öz/
temmuz/yirmi beş
Kayıt Tarihi : 25.7.2024 23:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!