İçime Kovgun
kimden kaldığı belirsiz
ölü sesler yatıyor
yıkıntılarda...
yaban otlar arasında
dolu vurmuş gök hüzünler
saçılmış düş ölüleri gözleri açık
ve akşamın kabukları
içimin bozkırlarında...
nere baksam
eli kolu kopmuş aşklar
ve uluyan bir yürek
kuru bir ayın altında...
artık burda yaşayacağım
yoruldum
okyanuslarda olmayan
bir adayı aramaktan
ve çöllerde bulunmayan ılgamı
burada
yenilgilerimin genç ölüleriyle
mezarlık örümcekleri gibi
yeni ağlar örerek korunaksız içime
sızlatarak kendimi..
yıktığım dağlarının ardında insanım sandıklarımın
hep aynı hiçlik..
ve yalan sevdaların yalaklarında
atını sulayan bencillik
varsın gayrı
ferhata kalsın şirin
ki zay etsin kendini
pay etsin yüreğini çakallara
ömrü aldanıştaki uçurum
mecnun ki devam etsin delirmeye
leylayı aradığı içinin çöllerinde
düş yorgunu ömrü kum
insan ki yurtsuzmuş meğer
ben gayri yokum
işte şurada yatıyor
sözlerimi
yarasına basan
her dizenin altında
otların altında kanayan
bir su gibi
kahredilmiş yüreğime kör kalan
bir it gibi yarasını yaladığım
işte orda yatıyor
içime kustuğu cesetlerden sonra
yüzüme ilk kez görür gibi bakıp
kim olduğumu soran
körler pazarında gözsüz
gözlerime karşılık küfr ödeyen
ve sevincinin kapılarından
ateş bir yüreği kovan
orada yatıyor
örümcekli yalnızlığının mezarında
içimdeki bozkırlar yürüyor
kil bulutların arasından
kurumuş nehir yatakları
ve ölü balıklar gibi
sayısız göz
sayısız el
göçmen kuşlardan kalan telekler gibi
ıssıza dökülmüş parmakları
çağırmayın beni
gelemem
gülüşlerin kav değiştiren yılanı
aç bir bencilliğin girdabı bakışların
kaynağından çıkan suyun
masum suyun
lağım karıştığı kişiliklerin
mezattaki sevgilerin
fahişe onurların arasına
çağırmayın
gelemem
önce içimdeki cesetleri temizleyeceğim
buraya kurdum çadırı gayri
boşuna çağırmayın
gelmeyeceğim
17.10.2001
ADNAN DURMAZ
Adnan DurmazKayıt Tarihi : 15.10.2007 03:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!