Hayata genelde at gözlüğü ile bakarız. Nedeni açıktır aslında hayata neden böyle baktığımızın. Tek taraflı, tek yönlü bakıştır bu? İşimize nasıl geliyorsa öyle bakarız hayata. Çünkü, hayatın gerçeklerinin farkında değiliz, ya da görmezden geliriz. Bir başkasının fikrini, hayat felsefesinin kendi çıkarlarımız doğrultusunda olmasını isteriz? Kendimizin gerçeklere değil, gerçeklerin kendi hayat felsefemize uymasını bekleriz? işte bütün hayatımızdaki soru işaretlerinin başladığı yerdir burası. Aşk iki kişiliktir, hayat ise kendi dışımızda kalan kişilerle sürdüreceğimiz bir büyük maratondur. İki sevgili ıssız bir adada bir arada sonsuza dek yaşayamaz.
Hatalarıyla, yanlışlarıyla kabul ettiğimiz o toplulukla birlikte yaşamak zorundayız. Gün içinde değişiklik yapmaya ihtiyaç duyarız. Bir arkadaşımızı arayıp sahilde bir yerde kahve molası verip dertleşmek, ya da alışveriş yapmaya çıkarız. Ya da hiç tanımadığımız birine merhaba demek, bunlar bizim hayatımızdaki ufak mutluluklardır.
Bir de kendimizi mutlu etmenin başka yolları vardır. Sanal dünya? Sayısı belli olmayan yerli ve yabancı arkadaşlık sitelerinden bir dost, arkadaş veya bir sevgili? Neden mi bu siteler? Hayatın sırtımıza yüklediği sıkıntılardan, bir dost veya arkadaş kazığından, veya başka bir nedenlerden dolayı. Kısacası sebepsiz…. Ya da birilerine göre sanal dostlukların kendilerine ihanet etmeyeceği düşüncesi?
Bu dostlukların kurulmasında bizi bekleyen aklımızdan geçirmediğimiz, hayalini bile kuramadığımız karanlık yollara girdiğimizin farkına varmayız genelde. Hayalini bile aklımızdan geçirmediğimiz bu ortamlara girerken, birilerinin egosunu, birileri tarafından kırılmış olan kalplerinin, ya da onlara göre onurlarını kurtarmak için alet olabileceğimizi unutuyoruz.
Neden mutluluğu sanalda ararız? Bu sorunun cevabı kaç kişide var? Hiç kimse de..
Öyle ya da böyle bu alemin bir parçası olmuş bir toplumuz? Bir çoğumuzun canı yanmıştır, sahte sevgi/liler ya da çıkarlarları olan kişiler tarafından.
Çok zayıf olduğumuz bir anda virüs gibi hayatınıza girmiş, sahte sözlerle ruhunu okşamış mutlu olduğunu düşünmene sebep olmuştur. Belki kimseden duymadığın tatlı sözler duymuşsundur. Birde canın yanmışsa vay anam be işte o zaman bittiğinin resmidir. Açtır ruhun güzel sözlere, belki de bilirsin bunun sonunu, her zamanki gibi bir aşk hikayesi olduğunu.. zehirli sarmaşık gibi almıştır seni kollarına istesen de kopamazsın; çırpındıkça daha çok dolanırsın. Sanal da olsa artık hayatından bir parça haline gelmiştir. Daha derinlere dalmışsındır farkında olmadan. Artık O’nsun bir saniyen bile geçmemektedir. Ölesiye bağlanmışsındır saf bir çocuk gibi. Bir zaman sonra suratına bir tokat gibi iner hayatın gerçek yüzü.. evlidir yada bir başkasının yerine acısını senden çıkarmıştır? Hayatında eskisinden daha yalnız kalmışsındır. Arkadaşlarına için kanarken sahte gülücükler atmaya çabalarsın, için kanaya kanaya..
Sana onu sorduklarında arkadaşların her zaman verebilecek bir cevap hazırlamışsındır aslında. dersin ki; sen hiç gökkuşağının altından geçtin mi? Geceleri sihirli süpürgene binip gökten yıldız topladın mı? Ne gökkuşağı altından geçebildik ne de gökten yıldız toplayabildik…işte böyle bir aşktı bizimkisi. Susar uğrunda harcadığın dostların sözlerin karşılığında. Senin ise içinde meydana gelen 12 şiddetinde depremde oluşan faylardan lavlar fışkırır, gözlerin dolar, dalarsın uzaklara bir yerlere ve hala aklının, yüreğinin her yerinde küçüğün vardır… her sabah daha uyanmadan telefonuna gelen günaydın aşkım mesajının etkisindesindir. İçinde kopan fırtınaların getirdiği gözyaşlarına engel olamazsın.
Açılmıştır hiç kapanmayan yaraların beklemediğin bir anda. Gördüğün her mutlu sevgili zehir damlatır kabuklaşmış yarana. Artık bundan sonra yalnızlığa yürürsün. Hiç kimse veremez ondan aldığın hazzı. Sana, senin için ölürüm diyen birileri bile artık taşlaşmış kalbini yumuşatamaz. Hiç kimsenin hiçbir sözü onun yerini asla tutamaz., o artık yaşayan efsanedir. Onsuz bir anın bile geçmez aslında, geliyorum dese dünyayı bile yıkarsın aslında… Artık son düşün sonuna gelmişsindir ve uyanma zamanı gelmiştir. Ama uyanmayı hiç istemezsin. Ve hayatının son düşünde son defa derine dalmışsındır. Artık hiç kimse kalbini bir daha acıtamayacak, hiçbir kimse seni üzemeyecektir. Elveda dünyada gördüğün son düşlere,, elveda tüm sevdiklerime….
Elveda eski hayat, merhaba yeni dünya…..
Kayıt Tarihi : 28.11.2009 17:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu güzel çalışma ile karşılaştım.
Tebrik ederim
Yaşayacaklarınız,
Yaşadıklarınızdan
daha renkli,
Daha hareketli,
daha bereketli
Geçmesi temennisi ile
Doğum gününüzü tebrik eder
Sağlık
Afiyet
Başarı dolu bir ömür
Yüce Rabbimden niyaz ederim
Osman ERDOĞMUŞ
SAKARYA
TÜM YORUMLAR (1)