Yanmayan sobamızın sıcak yüzünde,
Isındık ellerimiz birbirinde.
Sürgülü kapımız kapanınca üstümüze,
Karanlık az gelmişti sıcak yüzümüze.
Sürgüleri kapanınca kapıların,
Açılmıştı, gönlümüzün sürgüleri.
İçimiz yanarcasına, göz göze ısınırken,
Sıcaklığımız sarmıştı, yıldızların karanlığını.
Ellerim ıslak saçını, tararken karanlığında,
Büyüyordu sıcaklığın, gece aydınlığında.
Küçük bir ceylan gibi, korkarken muradında,
Sürgüler kapanıyordu, isli kapı aralığında.
Koşuşuyordu içimizdeki heyecanlar,
Işık sanıyorduk ocakta yanan ateşi,
Her birini yıldız sandık, isli alevlerini,
Yandıkça yandık, uçtukça yandık..
İsli konakları yuvamızdı gönlümüzün.
Sürgüsü gönlümüzdü kapılarının.
Açtık, bir daha kapanmamak üzere.
Yanmayan sobamızın, sıcak yüzünü.
İçimdeki sırrı söylemek için sana,
Açtım gönül kapımın sürgüsünü,
Karanlık, soğuk, ıssız odamdaki soba gibi,
Yanmayan sıcaklığında ısınmak için.
2009-Sinop
Muharrem ElmacıKayıt Tarihi : 29.4.2009 18:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sevdalar gürleyerek akıyor, derya gibi gönül ovalarını suluyor.
Tebrikler hemşerim. Susmasın kaleminiz.
Selam ve saygılarımla
aynı duyguları kapınızın sürgüleri dışa açılmışken ve sobanız yanarken de hep aynı tatta duymanızı dilerim.
Güzel şiirinize ilk tam puanını,size de saygılarımı bıraktım efendim,
Ünal Beşkese
TÜM YORUMLAR (4)