İçimdeki İstanbul ve sen

Nizamettin Esen Haymanalı
166

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

İçimdeki İstanbul ve sen

karbeyaz bir incisin sen
mavi sedefleri içinde
ışıl ışıl Boğaziçi’nin

Şehla bakışlı mavi gözlü İstanbul
Semalarda bulut bulut ellerin
Sularda köpük köpük

Boğazın menekşeli sularında
Yıkarsın mavi saçlarını
Kurutursun yedi tepende
Ilık meltemleriyle Boğaz’ın
Yayılıp dört bir yanına sere serpe

İstanbul sokakları ben sizin değil
Siz benim içimden geçersiniz

Beyoğlu’nda kırmızı tramvayın
Rengarenk kalabalıkların

Işıl ışıl elvan elvan vitrinler
Sessiz kitabevleri dinlenen kafeler

Tarih kokan serin pasajlar
Konuksever sinema ve tiyatrolar
Vurulur sana ilk bakışta
Yabancı konuklar

Sıcak çukulata krema kokar
Her geçişte önünden pastanelerin
Baklavalar gül kokulu lokumlar
Lâhmacunlar dönerler hamburgerler

Vefalı bozacıların vefasız aşıkların
Sarı taksilerin sarışınların
Esmerlerin kumralların
Beyler hanımefendiler
Parfüm kokuları
İç bayıltır hafiften

Demet demet renkler kokular
Sepetleri önünde çiçekçiler
Gül karanfil lâle lavantalar
Her yaştan sevgilileri bekler

Çiçek Pasajı’nda kalır bir anı
Renk ses ve koku senfonisinden
Türk rakısı Boğaz’ın balığı
Ve akordeoncu madamı
Bir klârnet taksimi
Nihavent makamı

Çiftler, çift katlı otobüsler
Çocuklar, pusetlerde bebekler
Ürkek kediler özgür köpekler
Düğünler bayramlar festivaller

Simit, çay ve börek kokan sabahlar
Telâşlı güneşli öğlenler
Ana baba günü akşamlar
Ateş böcekleri cıvıl cıvıl geceler

Avare serin rüzgârların
Başına buyruk ılık yağmurların
Uçuşan kelebek konfetileri
Kar beyaz gelinlik giymiş sokakların

Eminönü’nde işportacılar
Hafiften bağrışmalar
Ürküp uçuşan güvercinler

Sandalda balık ekmekçiler

Uyuyan yatlar salınan sandallar
Sıra sıra görkemli yalılar
Boğaz’da ve Haliç’te
İki yakayı kavuşturan köprüler

Sanırsınız kur yapan kuğular
Gemiler tekneler vapurlar
Kızların o en güzeli
Boğaziçine girerken
Gülerek ayakta karşılar sizi
Süzüm süzüm süzülen
Mavi etekli Kızkulesi

Üniversiteler kütüphaneler
Sahaflar çarşısı Kapalıçarşı
Baharat kokar Mısır çarşısı
Meydanlar ve güvercinleri
Kumruları serçeleri
Huşu içinde camiler minareler
Yankılanan ezan sesleri
Sultanahmet, Topkapı Sarayı
Aya Sofya, Mavi cami

Sevgili İstanbul sen
Binbir renkli karnavalsın

Ey Mavistanbul!
Ölmek değil ürküten beni
Görememek bir daha
Sonsuza dek asla seni

Ve sen, biricik sevdiğim
Kalbimi taşıyan bedenimle
Her yere götürdüğüm
Martı çığlıklarını duyuyor musun?
Bu sesler sahilden mi geliyor
Yoksa yüreğimden mi?

Ah! Bir unutabilsem seni
Ama sahildeki martılar da unutsa seni
Yüreğim susana dek ben de unutsam seni
İçimdeki martılar unutmayacak seni

Sessiz bir çığlık olarak kalacaksın yüreğimde
Dilleri lâl, tutsak martılar gibi…

Nizamettin Esen Haymanalı
Kayıt Tarihi : 14.3.2009 22:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Nizamettin Esen Haymanalı