Kendimle konuşuyorum,
sessizlikle örülü bir boşlukta.
Kelimelerim, düşen yapraklar gibi savruluyor
geçmişin kırık aynasından yansıyan hatıralar.
“Kimim ben?” sorusu,
karanlıkta sönmeyen bir fener;
yolumu aydınlatmıyor,
sadece kaybolduğumu gösteriyor.
Gözlerim kapalı.
İçimde sonsuz bir labirent:
duvarları çatlamış,
koridorları sisle örtülü.
Her köşede bir gölge,
her gölgede bir sır.
Sesim
bir kılıç gibi keskin,
bir yel gibi ürkütücü.
Hem dost, hem düşman:
kendi içimde bir fırtına.
Yorgun ve kırgınım,
bir gemi enkazı gibi suyun dibinde.
Dostlar suskun yıldızlar.
Düşmanlar içimde büyüyen deniz.
Adımlarım, ağır bir zincirin yankısı.
İleriye gitmek isterken
karanlığın kıyısında
sallanan bir yaprağa dönüşüyorum.
Zaman,
binlerce düşmüş yaprak gibi üzerime çöküyor.
Ve ben,
rüzgârın savurduğu yitik bir yelkenliyim
fırtınanın ortasında,
kendi içimde
kayıp birini arıyorum.
S.GÖL
Kayıt Tarihi : 25.7.2025 10:18:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!