düşüncelerim çıplak mahkemelerde yargılanırken satırlarım kılıçını çekti tek tek
ve ölüme hasret bakışım vardı sorgusuz sözleri ile benden kalan yada senin bildiklerin yada bilmeye çalıştıkların kör bağnaz ve beynimi kemiren iğrilti bir kaç şarap tadında sonbahar yaprakları yol kenarında ve üzerleri tozlu tıpkı beynin gibi ve tıpkı o beyinle hayal edebildiklerin gibi yırtım ben dünyanın şah damarını kanlar artık kırmızı değil tıkı istanbulumun o eşsiz huzur dolu akıntıları gibi
yalan olan herşeye selam verenleri ve verdikleri kuşlara bayat ekmek dilimleri gibi kişilikleri ile ben onlardan bacağımı sıyıran kurşun gibi sıyrıldım ama izi kaldı kalbimi ve beynimi çöp eve benzetmeye çalışan sen evet sen
sen karadutlar altında duran ve şeytanla tangosunu yarım bırakan sessiz çığlıkların çobanı sen içimdeki ses misin yoksa benim beynimin bana oyunumu tıpkı biten aşklardan sonra yağan yağmurlar gibi sanki onlar daha mı tuzluydu..
alıp başımı çekip gitsem ve gidişimle yitsem diye düşünüyorum boş yer kalmamış canım dünyamda ve sanki ihtiyarların bir damla tebessüm bulduğu anılarla dolu o eski sanduka gibi ve gibilerin içinde kalan bir sır gibi ey hayatımın son çizgisi gel bak ben bekliyorum o karanlık dar ve soğuk sokakları hadi gel...
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta