dostça bir selam veririz birbirimize.
arada iğneli bir iki laf sokuşturduğumuz olur...
ben ona unutulmaz çocukluk anılarından söz ederim
o da çektikleri mide ağrılarından dolayı umutsuzluğunu anlatır
ayaklarımızın altında hışırdayan kuru sonbahar yapraklarına basa basa
yürüyorken…
acılar umarsız olur,
ışıl ışıl göklere yükselen hazlarda
elini küt küt atan kalbimin üstüne koyunca
büyük bir ceryana kapılmış gibi çeker elini
yüzüne güzellik katan yalvarmaları hoşuma gider
o andaki duygularım eski duygularımın hepsini silip götürür
ona her bakışımda daha geniş bir hayata açarım gözlerimi
onunla her konuşmamız tükenmez hazineler gibi
bitmek tükenmek bilmeyen …
onunlayken kendi varlığımın farkında bile değilim
onunla yaşadığım her dakikaya öyle büyük bir tutkuyla sarılırım ki
geçmiş artık bir şey ifade etmez benim için
sürekli sarhoşluk halinde
onun yanında baştan ayağa duygu kesilirim
düşündüğüm her şeyi onu görür görmez unuturum
onu gördüğüm anda, birden hazırladığım sözleri
bir iki sözün hayatta bize neler kaybettirdiklerini anlarım
hiçbir şey saklamadan, hiçbir yapmacıklığa kaçmadan
ince duygularla dolu sözleri
beni sevmesine yeni bir sebep daha teşkil edecek nitelikte
ona içimi açamadığım için nice nice acılar çektim
nice buhranlar nice bunalımlar
ben de onunla birlikte soluk alırken
soluk almanın ne demek olduğunu öğrendim
ne ince bir ahenk vardır sesinde
ne de geçmiş bir acının karanlık belirtileri
en gizli düşünceler,en gizli duygular
halbuki ne kadar sorunsuz görünüyorlar
içimde ki bütün görkemleriyle
nice badirelerden sonra
ölümün kapılarından hayatın kapılarına gelen
içe dolan hazların bir benzerini
hiçbir zaman ben duymadım
bir yeniden doğuş şafağının onun yüzüne ne anlamlar verdiğini
nasıl nurlara büründüğünü …
o bana ilahi aşkın ne olduğunu öğretti
gücün ve sonsuzluğun ne olduğunu
kıskançlığa kuşkuya yer vermeyen aşkı
oysa büyük bir hüzün kemiriyordu ruhumu
heyecanlara henüz alışamamış
yıkıcı etkiler taşımaktaydım
hayatın eşiğinde ,öylesi uçurumlara maruz
dipsiz kuyular ,korkunç şanssızlıklara zincirlenmiş
sonsuz düşüncelerin kucağında
bir daha doğması olanaksız olan bir sürü düşünce,
bir sürü mutluluk ve acılar mevcut
muhafaza ettiğimiz yaşamı hiçbir kimse kabul etmez
merhametle bir çok kimse yapabileceğini söyleyebilir
ama aşk hariç …
bazen sıkılıyorsunuz,
başkalarının da canını sıkıyorsunuz
hüznünüze karasevda adını veriyorsunuz
ben ki onun hoşuna gitmiş olmaktan başka bir değeri olmayan biriyim
noksan tarafımı biliyorum ve itirafta ediyorum
bu yüzden, belleğim unutma tehlikesinde
en sarsılmaz mutluluk umutları da sönüp gitmeye mahkum
ne yaparlarsa yapsınlar,
hiçbir zaman beni istediği gibi mutlu kılamayacaklar.
soğuyan güneş beni bir türlü ısıtamayacak
bu yüzden benim yanımda her zaman titreyecek
apaçık düşler ve hayaller
soğukkanlığıma rağmen şaşakalırım çoğu zaman
acı çeken ruhlara karşı, tutkulara ve düşüncelere
aşk yüzünden ölmek isteyen bir sevdalının hallerine
çoğu zaman acılar yalnızlar içindir
oysa şairler acı çekmez…
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 28.2.2018 14:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!