İçim, İçin Oldu Can Şiiri - Serap Demirtürk

Serap Demirtürk
845

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

İçim, İçin Oldu Can


İçin/mdeki Ayna

I

Bir sızı var içimde diye dertlendi… Nedenini biliyordu belki ya da bilmek istemiyordu. Yüreğinin içinde, bilinmez bir yerlerde bir kırılganlıkla baş başa kalmıştı. Hani nerdeydi sonbaharda açan güller ya da çıplak ayak buza bassa da yanmalar nerdeydi. Hiçbir acı bu kadar dağlamamıştı yüreğini. İlişkilerdeki kenetlenmeler artık ona hiçbir şey ifade etmiyordu, kim bu kadar gönül okşayıcı olabilirdi ki artık.
Uzaklardan bir ses duysa, adımı anan mı var ki diye dalıp gidiyordu…Oysa artık umut gemisi batmıştı…Çığlık çığlığa gömülürken insanlar buz gibi suya aşkı için yaşama tutunan o kadını hatırladı bir an… Oysa onun karşısında gözlerindeki aşkla ona güç veren gözler vardı, “Söz ver, yaşama sımsıkı tutunacaksın.” demişti ve hayat onu nerelere getirmişti.. Torunlarına anlatırken o aşkın gücünü, nasıl yeniden sevebilmişti acaba… Yüreğine dokunan o elden başka hangi ressam onu, onun gibi sevdi ki acaba…
Bunca düşünce içinde kendi hayatını düşündü… Yok olanların içinden ayıklamaya çalıştı sevdasını, korumaya çalıştı onu tüm karanlıklardan.. Tek başına verilen bir savaşta ne kadar güçsüz, yalnız ve çaresizdi… Kim bilir belki de sevgi aslında kocaman bir yalandı.. Sevmek aslında rezilce bir tutkuydu, kalbin titreşimleri arasında başka bir yörüngeye savrulmaktı…

II

Ah ki ah! Bunca yaşanmışlıklardan arta kalan sadece kül tablasındaki küller miydi… Rüzgar esince dağılacak ve bir iz kalmayacak öyle mi.. O zaman ölünce bedenimi de yakın, serap olayım ben de… yokluklara savrulayım. Küllerim dağılsın evrene sevda adına ve sinsin her bir parçam bir dağın ardına, bir güle, bir ırmağa ve yok olduğum sanılsın. Oysa ben yaşamak isterdim … Oysa ben gözlerdeki bakışlara inanmak isterdim. Oysa ben … offf, neyse ben ne istersem isteyim, hiçbiri gerçek olamayacak kadar düştü. Bir sigara yaksam ya da alsam bir kadeh elime ya da bir şişe … dibini görsem.. Dumanların arasında yok olsam.. Unutsam kimdim, neydim, ne oldum da böyle oldum… o da boş. Sigara da bitiyor. İzmariti elinde yansa bile sarhoş da ayılıyor ve gerçek, bir tokat gibi çarpıyor suratına. Yeter… inan artık yeter.. Duyamadığım iç seslerini dinlemekten yoruldum… Göremediğim gözyaşlarını hissetmek istiyorum. Rahatlamak için mi bu, bilmiyorum ama belki de acıların yalnızlığının ne çekilmez olduğunu bildiğimden…
Dağlara hey dağlara, çıksam şu kocaman dağlara… Yansam güneşten, üşüsem soğuktan, donsa ellerim, çizilse tenim, kanasa dizlerim… Şu yüreğimdeki acıdan daha çok bir acı tanısam…Çıksam doruğa, dimdik dursam bir an, sonra bükülsem, kalsam öylece …Haykırsam …haykırsam… çığlığımı duysa tabiat… Acımasa kimse bana ya da kızmasa, kınamasa… Kendi çığlığımı duysam… Kulaklarım ağlasa… Kim tanır ki beni …ben kendimden bu kadar uzaklaşmışken… Kim anlar ki yüreğimi, o yürek böyle ayaklar altında kalmışken… Dönmeyeceğim…Bu doruktan inmeyeceğim. Yüreğim… sen kal yanımda… Son dakikamda senin yanımda olduğunu bileyim ve kendi sesim olsun varlığıma dost ve son nokta konduğunda -bulurlarsa beni kurtlar ve kuşlardan önce- ister yaksınlar, ister gömsünler… Ne fark eder ki acım da benimle gömüldükten sonra.

Doğuşum olsun yok oluşum...

17.07.2009

SERAP HOCA

Serap Demirtürk
Kayıt Tarihi : 26.7.2009 17:40:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Serap Demirtürk