İç ol zehri ki bal olsun, Sonu zehir olan balı neylersin Niyazi MISRİ
Aşkın büyük bir sırrı vardır.Aşk-ı ilahi adeta insan nefsine karşı etkili öldürücü bir zehirdir.Fakat,gaflet ve Hakkı unutturan dünyanın gelip geçici zevk-ü sefası,şehvet ve gadap tasavvuf ehlince en kuvvetli zehir
olarak bilinen baldıran zehrinden belki de siyanürden en zehirli akrebin, kobranın zehrinden mübalağasız daha etkili bir zehir olarak kabul edilmiştir.Üzeri balla kaplı olmasının nedeni,geçici zevkler ihtiraslar
insanlara cazip gelir.Bu yüzden bir çok insan aldanır ve balla kaplı dünya zevklerine dalarlar.
Oysa üzeri zehirle kaplı bir balı yemek delice ama aynı zamanda zekice bir cesaret ister.Sonunda zehir olan bal şerbetini içip boşu boşuna ölmek daha çılgınca ve aptalca bir eylem değilmidir? .
Ama,maalesef insanoğlu sonunda cehennem denilen azap ayrılık uzaklık ve hasret yurduna götüren tıpkı aşığın yukarıda verilen dizelerde işaret ettiği sonu zehir olan balı tercih etmekle çoğunluk kendi helakını ve hüsranını adeta kendi elleriyle hazırlamaktadır.Halbuki,sonu bal olan zehir çileler,cefalar bela ve musibetlerle dolu olan aşk ve iman yoludur.Bu konuyla ilgili bir ayet meali;
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla