İç Ol Zehri ki Bal Olsun,Sonu Zehir Olan ...

Nihat Gülle
613

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

İç Ol Zehri ki Bal Olsun,Sonu Zehir Olan Bal ı Neylersin -İlahi Aşk-Makale

İç ol zehri ki bal olsun, Sonu zehir olan balı neylersin Niyazi MISRİ

Aşkın büyük bir sırrı vardır.Aşk-ı ilahi adeta insan nefsine karşı etkili öldürücü bir zehirdir.Fakat,gaflet ve Hakkı unutturan dünyanın gelip geçici zevk-ü sefası,şehvet ve gadap tasavvuf ehlince en kuvvetli zehir
olarak bilinen baldıran zehrinden belki de siyanürden en zehirli akrebin, kobranın zehrinden mübalağasız daha etkili bir zehir olarak kabul edilmiştir.Üzeri balla kaplı olmasının nedeni,geçici zevkler ihtiraslar
insanlara cazip gelir.Bu yüzden bir çok insan aldanır ve balla kaplı dünya zevklerine dalarlar.
Oysa üzeri zehirle kaplı bir balı yemek delice ama aynı zamanda zekice bir cesaret ister.Sonunda zehir olan bal şerbetini içip boşu boşuna ölmek daha çılgınca ve aptalca bir eylem değilmidir? .
Ama,maalesef insanoğlu sonunda cehennem denilen azap ayrılık uzaklık ve hasret yurduna götüren tıpkı aşığın yukarıda verilen dizelerde işaret ettiği sonu zehir olan balı tercih etmekle çoğunluk kendi helakını ve hüsranını adeta kendi elleriyle hazırlamaktadır.Halbuki,sonu bal olan zehir çileler,cefalar bela ve musibetlerle dolu olan aşk ve iman yoludur.Bu konuyla ilgili bir ayet meali;

-Sizin hayır bildiğiniz şeylerde şer,şer bildiklerinizde hayır vardır.
Yine bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur sevgili peygamberimiz.(S.A.V

-Cennet yolu dikenlerle kaplıdır,cehennem yolu ise çiçekler güllerle süslenmiştir.
Bu vesileyle bir hakikate daha işaret etmek istiyorum.Allah dostlarının eti zehirlidir.Onların etinden yiyenler (dedikodu,çekiştirme ve hakarete varan sözlerle kalplerini incitenler,iftira edanler Cenab-ı Hakkın gazab-ı
ilahisine maruz kalırlar.Kur’anda dedikodu ve çekiştirme yasaklanmış,dedikodu yapanların mü’min kardeşinin
etini yediği ayet ve hadislerle bildirilmiştir.(Allah dostu gerçek velilerden bahsediyoruz dünyevi menfaatlerle insanları kandırıp sömüren sahte mürşitlerden,alim hoca molla geçinenlerden değil, Bu Allah dostlarının maneviyatlarından ruhaniyetlerinden can yemeklerinden yiyenler ise,ölmeden önce ölme sırrına mazhar olur
şefaati Muhammediye ye hak kazanmış olurlar.İslami bir derginin sahibi ve yöneticisi merhumun adını hatırlamıyorum Ankara da bir bir kitabevinde tanışmıştık kendisi Yaşar Nuri Öztürkle sohbetimiz esnasında
tasavvuf ehline dil uzatmış hepsini müşriklikle itham etmişti.Çok zoruma gitti hemen bir mektup yazdım ve şöyle demiştim.
ALLAH DOSTLARININ ETİ ZEHİRLİDİR. ONLARIN MANEVİYAT VE RUHANİYETİNDEN YİYENLER ÖLMEDEN
ÖNCE ÖLME ÖLÜMSÜZLÜK SIRRINA ERİŞİRLER.DEDİKODU VE ÇEKİŞTİRME İFTİRA İLE ONLARIN ÖLÜ ETLERİNDEN
YİYENLER İSE GEBERİR GİDERLER DİYE YAZMIŞTIM.HENÜZ MEKTUBU POSTAYA VERMEDEN ÖLÜM HABERİ GELDİ.
İBRET VERİCİ BİR OLAY OLARAK OKUYUCUMLA PAYLAŞMAK İSTEDİM SAYIN YAŞAR HOCAM HATIRLAR SANIYORUM
AKÇAY KİTABEVİNDEKİ KONFERANSTAN SONRA TANIŞMIŞTIK KENDİSİYLE..
En doğrusunu bilen dilediklerine hikmet veren, her kime ki hikmet verdiyse ona çok hayırlar verdiğini
Kur an-ı kerimde bildiren,Hak Sübhanehu Celle Celaluhu ve Azeme Şanuhu her türlü noksandan münezzehtir.

Hakikat Ummanından Eşsiz İnciler Adlı Kitabımdan alınmıştır.

Nihat Gülle
Kayıt Tarihi : 3.9.2010 20:20:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Leyla ya sormuşlar: Senin mi aşkın daha büyük, yoksa Mecnun un ki mi diye? Benimki demiş. Nedenini sormuşlar: Mecnunun aşkı meşhur oldu, benimki ise bende kaldı, demiş… ÖZLEDİĞİM… Uzaklarda bir yerlerde, bir özlediğin varsa buruk bir mutluluk yaşarsın kimselerin bilmediği zamanlarda. Her aklına geldiğinde yada aklından hiç çıkmayışında gülümsersin. Yarım ve hüzünlü bir gülümsemenin sıcaklığı yayılır yüzünün kıvrımlarına. “Özlediğim…! ” diye haykırırsın rüzgarlara verip sesini. Duyar da belki yüzünü sana çevirir diye. Nafile olduğunu bilsen de sesini rüzgara emanet edip usanmadan seslenirsin. “Özlediğim…! ” Özlediğin senin özlediğin kadar seni özlemeyebilir. Sen gibi zaten hiç özlememiştir, sen gibi sevmediği gibi, sen gibi sevemeyeceği gibi. Zamanın bir yerine takılmıştır o. Geçememiştir. Geçemez de…Geçse sen gibi özler mi seni.. Sanmıyorum değil, hiçbir zaman! Özlediğin seni görmez, duymaz, önemsemez, sen gibi… Halbuki gözünün önündesindir. Kulağının dibindesindir. Değerimsin dediği yerdesindir ama sen gibi önemsemez seni. İstemezsin de zaten sen gibi önemsemesini. Ama sen başka önemsersin özlediğini… “Özlediğim…! ” (alıntı)

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Nihat Gülle