İbrikci başına bakın, ne olmuş.
Azameti bitmiş sararmış, solmuş.
Üstüne yağmur yağmış, güneş doğmuş.
Sıcaklarda eriyen buza dönmüş.
Bu hayatı hep böyle gider sanmış.
Poh, pohcuları gitmiş, yalnız kalmış.
Yıkılmış dam, ayazda sabahlamış,
Tülekleri yolunmuş kaz'a dönmüş.
Adam, şaşırtmış hep bayırı düzü
Kalmamış konuşucak lafı, sözü.
Yoktur, hiç kimseye bakacak yüzü.
Akordu bozuk, kırık saz'a dönmüş.
Ne havalar atardı o eskiden
Mümkünmüydü selam alsın herkesten
Farkı kalmamış bir kırık testiden.
Eşşekten düşmüş, ham karpuza dönmüş.
İtibar gitmiş incelmiş ensesi.
Para bitince kalmamış kimsesi.
Çıkmıyor nefesi, kısılmış sesi.
Üfleyince uçacak toz'a dönmüş
Küçük dağların eski sahibinden,
Ne hale gelmiş ukala, kibrinden.
Kalkamaz olmuş oturduğu yerden,
Üstüne su dökülmüş köz'e dönmüş.
Hazan gelmişte dökülmüş yaprağı.
Büzülmüş, o ben, ben diyen dudağı.
Gözü yerde, çukurda bir ayağı,
Kışı erkenden gelen yaz'a dönmüş.
Hani sendin, her devirde bey paşa.
Bakmıyor hayat, kara göze, kaşa.
Dayı diyorki vur başını taşa
Yemyeşil çayırları boza dönmüş.
Kayıt Tarihi : 23.2.2018 19:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!