İbrahim Yârimi Bul Getir

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

İbrahim Yârimi Bul Getir

“Çağırsaydın gelmez miydim yar
Senin için ölmez miydim yar
Dünyayı ters etmez miydim yar”

Sığınıyorum sana aşk dünya anlamıyor.Bir hecelik özleme dayanmıyor yüreğim.Karanlık umutların sonrasızlığı farklı bir kapı açıyor.Tevarüs okuyor keder. Bu aşkın son sultanı benden gizil cümlelerin yükleminde.Yüküm ağır ,bütün özneler sırtımda.
-Cümle cümle aşk-ı deryadayım.Yar kendine dinamit.Patlamaya hazır nefretleriyle benden başka ben’e kopuşlar sunmak üzre.
*İbrahim, içimdeki sevdayı kurban et İsmail yerine.Bayram değil,her gün bana arife; çünkü bir gün gelebilir diye.
-Kurban olam, dedikçe bayramlar uzuyor.Sevdandır bilinmez.

Genelgeçer değildi sevda sığıntım. Seven seçer, bakan bakar,arayan bulurmuş umudunda kendime ritim tuttum.
Gönül ustası İbrahim Hakkı’ya kadınım nerde dedim :
“Kadın reyhandır, kahraman değil, onu yük altına atma. Kadına yük olma. Geçimli hanim iki rahatın biridir”
*Sen kadınına ağır bir yük vermişsin.Ayrılığı her kadın taşıyamaz.Sen böyle ağır bir yükle onu gönderdin.Şimdi iki dünya içinde kendine ait cehennemler sunuyorsun. Kendini ondan bulmanın tek anahtarı,güven,sadakattir oğlum dercesine gözlerime baktı durdu.

Bu sevgi anıtının gölgesinde susup su olmak,akıp ona gitmek istedim. Nerde ağlasa bana karışsın diye.
-Serzenişimi belki anlar.Yar gök, yar yer, yar sonsuzluk, yar bendim.

Şimdi hangi cadıya ait olmayan olgunun şatosunda zevke keder pişiriyorum. Dudaklarım tertemiz.Rujla da insan ölmüyormuş meğer.
Rujlu rejimler yaşatan yar, senin goncaların oncalarıma merhemdi. Yoksun işte.Gelip geçici sevdaların yalancı cennetindeyim güya. Güya sen yerine sevdalar pişiriyor köz halim .Oysa yanıltı beni sensizlik.

“ben uzaktan severim
seni de öyle sevdim
bir tutam gökkuşağı karıştı sevdamıza
kuş kanadı bir tutam
bıraktık korkularımızı
uçtuk gittik”

İbrahim Tenekeci

Kuş sütü içiren Şehrazat ‘ın zatıyım.Sensizliğin sen halindeyim.Bin bir gece gelmeyince.Başka masalların haz yatağında buldum kendime.
-Şehrazat yalnız masal anlatmıyor bu sefer.Bu yeni yetme Şehrazat.
Masal yerine ne mi yapıyoruz deme.Geceleri kıskandıran , yıldızları utandıran, ayın gözlerini kapattıran, yeri göğü inleten arzu ırmağı akıtıyoruz boyna.
-Daha bin bir gecemiz olmadı. Sen gelene dek sürecek bu utancın u hali.

-Senli zamanın aşk hali asılı duruyor.Ve beni sana sunuyor özlemler.Kıskanma sakın bizi. Şehrazat seni bana anlatıyor. Binbir gece sonra kavuşmak adına hep bunlar.

Tetenoz olmuş bir yüreğin ilacındayız. Nem ve gam yana yana yürür.
Ve ürkek inşirah beni senli hayallerin kucağına atıyor.
Bak şair İbrahim Tenekeci kardeş de benim yerime sesleniyor.
“içimden dedim beraber yürüyelim olur mu
varsın gemilerimizi taşıyamasın sular
varsın yarı yolda uyuya kalsın
bize gönderilen bahar”
*Bak , Dilnaz bize sunulan baharın harı da varmış.Gel gayrı yakıver beni ordan.
Çık şu aşkın “den “ halinden,halimi anla. Hal çekimlerini iyi bilirsin
Ben senin yalın halini sevdim. Ay’dan,şem’e, şemden,Ayşem’e aşka,aşktan bütün ömre öteler sundun .

Şimdi seni gitmelerin en korkunç mağarasına saldılar ; çünkü kapında ben “Kıtmirim” diye.
-Düşeyazdım yazgımın son kitabını. Sen sayfaları bitmedi.Gece uzadıkça sen gelmez oldun.

-İbrahim , bu tatlı /sesinle yarimi bul getir dedim.
“Peşinden geldim kaç kere
Dünyamı yıktın bin kere
Kırıldım sana bir kere aramam “
Kırılmış, yüreğin kan çanağı yerine aşk çanağı akan bu “ rındıkını “ ben de bulamam dedi. Sol yanım yaralı zaten, sol yanın yangın.Ortak noktamız var.
*Sol yanımız ağrıyor.
Bahtımıza kurşunlar ve ayrılıklar değmiş.Dünya kime kaldı ki şair. Yar derdiyle can derdi arasındayız.Oysa önce kardeşçe yaşamak.Önce insanca paylaşmak.
Önce sağlık,huzur, paylaşım,güzel sevgi. Senin yaran ,benim yaram kardeş.
“Sol yanımız ağrıyor şair.”

Mısra mısra gül döktüm yollarına.Bütün ömrümden yapılma sadakatimin saati kurulu senli günlere.Pili yok. Pili senin sevgin, sözlerin, gülüşün, bende bıraktıkların ve gelişin.
*Saat seni tam beni sevdiğim gibi geçiyor.Ve orada durmuş.
Beni bulduğun yerdeyim. Yer kendine sürekli aşk eker.
*Nereye baksam sen fideleri.Çevresel aşk yeşilindeyim. Özlemsel aşk yelindeyim.Sol yanımda fırtınalar.İçimde Çin Seddini aşan damlaların akıyor vicdanıma.
Ve denizin doğruluk halinde İbrahim Hakkı:
“Ey aziz!

Konuşursan doğru konuş. Doğruluk keramettir. Yalan aşağılıktır. Kurtuluş doğruluktadır. Yalancı ve hileci şeytandır. Lâkin görünüşte insandır. Yalan söyleyen kimseden hayır umulmaz. Dil insanın terazisidir, âlim ve cahili ayırıcıdır”
*Şimdi bütün zamanlarını yiyen hangi güne kızayım.Ben doğrularımı, sevgimi, pişmanlığımı kızartıp sundum sana.Yanında bütün ömrümü sana verme salatası. Bir de uğruna döktüğüm gözyaşları zemzem olmasa da.
-Aşığın gözyaşları zemzemdir bilesin.
Uzun uzadıya mesneviler sundum leyli geceler adına.
Sevgimizin uykusundan arta kalanlarla sana kurban olmak için tutkularımı büyüttüm yeşil sevgi ormanlarında.
*Ben sana yar olmaya yarın. Yarın bayramına yakın.Ben arifenin arifiyim.
-Zani özlemler bitti. Kani bir sen sonundayım. İbrahim’in yakıldığı ateşten daha büyük ateşin içindeyim.
-Beni şuh güzellerin ateşiyle yakmaya geliyor dünyalık.
Ey İbrahim, bana yarimi bul getir,bu maşuğu kurban edecekler.

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 5.8.2011 12:51:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hayrettin Taylan