paylaşılan mutluluğu severim
engin denizler kadar güzeldir o
I
bana ait olmayan cesetleriyaktım bütün gece
küllerini savurdum dans ettim
dilinin ucunda ne varsa insanın
işte ben ona inandım.
yavru bir kuşun daha ilk denemesinde
tutunmaya çalışması gibi göğe
ne bulduysam abandım
ve uça uça
herkesin uzağında, o ışıksız evlerde
kapı altından giren soğuk gibisin,
birden bire basar gibi boşluğa
kar üstünde yürümek zordur, bilirsin
çünkü onun altında sevgili yatar
uyuruz ve uykudur Tanrı’nın en hayırlı evladı
çünkü gece oldumu sokak cüzzamlı bir bakire
ya da bir kabadayı cüsseli mi cüsseli
oysa toplardamardır ev ve incitmez kimseyi
onarırız evvela üşüyen yerlerimizi ve yağmur
yakalayamaz bizi, görmemiştir çünkü
bütün gün kahvede oturdum yedek kulübesinde
ve bir kardeşim saf dışı kalsın diye
çay söyledim kahveden.
işsizim ya
ismi naz oldu herkesin
incir dalını emer süt kokar ağzı burnu
yavrusunu yer balık bilmez bile burç olduğunu
ve kimseye havlayamaz soytarının köpeği
mermi
yeni kesilmiş et gibi
seğirtir cana doğru.
Ey aşk, yaptığını beğendin mi:
Yetimler gibiyim ziyafetten aç dönen
Ters yakılan sigara, hemencecik söndürülen
Yoksulluk ile vakit geçer mi…
Uyanmış kalmışım nasıl şey bu
Allah biliyor ya
benim şaşkınlığım sizinkine benzemez
hayrete düşürür beni umursamadığınız şeyler
mesela ırmağa binen balık
güneşi sırtında taşıyan dağ
ve peribacaları, avurtları çökmüş kayalar
Bozuldu bak, dünyanın ezberi
Ağaçlar bile şaşırıyor günleri,
Düşünelim bakalım;
Bir şey vardı, o neydi?
Üzmezdi gücümüzü, kaldıramadığımız taş
I
Mutluyum, çünkü galip gelmedim
Cana ferahlık veren o gizemli sarnıçtan
Arklar açmalıyım bahçesine kalbimin.
Mutluyum, çünkü galip gelseydim
Şair gibi yaşamak zor şeydir, İbrahim Tenekeci onlardan biri.
İnsana şiiri daha bir sevdiren kişi,
şiiri sevenlerin şiirlerinden lezzetlendiği kişi,
birgün vermeden son nefeslerimizi tanışırız inşallah.