İbrahim Miraç Bektaş Şiirleri - Şair İbr ...

İbrahim Miraç Bektaş

Her melodinin bir kokusu; anısı var.
Unutulmayan gecelerin melodisi ve kaybolmayan kokusu kaldı yâdımızda.
Aynı mavi gökyüzüne bakan yüzler, şimdilerde ayrı yıldızları seyrediyor.
Anılar ise kokularda saklı ve ansızın yağan yağmurla geliyor...

Devamını Oku
İbrahim Miraç Bektaş

Vefasız yayların geciken okları, hangi ceylanı ayırır annesinden?
Avutulmamış çocukların gözyaşlarını, hangi baba silebilir ki usulca?
Armağan değil bize baharlar, bakma öyle sonsuz çayır çiçeklerine...
Ne ceylanlar koşabilir artık annelerine, ne de babalar silebilir gözyaşlarını çocukların...
Ne divitler konuşur, ne de kâğıtlar anlatır mürekkebin sevdasını...
Çünkü...

Devamını Oku
İbrahim Miraç Bektaş

Balkon demirlerinden baktığın kaldırım taşlarında yürüyorum; ne olur gir içeri.
Gökteki yıldızlar kadar yakınım sana; kaldırma başını.
Kış şarkıları yazıyorum; ağaçlarına yağdığında kar, saçlarına döküleceğim.
Şehrin ışıkları kadar üşüyorum gölgende ve sokak lambalarının altında ısınıyorum; ne olur bakma pencerenden.
Yağmurları çağırdığımda dokunmasın kirpiklerine.
Çünkü papatyalar bile durduramaz gözyaşlarını; biliyorum...

Devamını Oku
İbrahim Miraç Bektaş

Sabah güneşi narin yanaklarını okşarken, rüzgârlar masum bir buse bırakır kirpiklerine...
Deryalar umuttur bilirim...
Çünkü gelmeyecek gemilerin son tayfasıyım ben, uçsuz bucaksız diyarlar bir de gurbetin yabancısı anlatır masumiyetini...
Bakma bana öyle yabancı gibi ve saçlarına sakla rüzgârları ne olur; sonra, doldur yelkenlerimi sana doğru...
Ve şimdi sen söyle bana, kim gurbette kim yabancı?
Narin Yanaklarını Güneşin Okşadığı Ebrar'a İthafen...

Devamını Oku
İbrahim Miraç Bektaş

Sakallarımı hiç kesmedim ben, sana hasret dökülen şiirleri tutsunlar diye bir ömür; senin için...
Gözlerimi kapatsam avuçlarına dökülür şiirlerim...
Yükü ağır gelir sana, omuzların narin taşıyamazsın; dayanamaz yüreğin...
Yüzüme bakma ne olur, bulamazsın yosun kokan kurumuş gözlerimde Sevdanı...
Çünkü, Sevdan da kurudu sakallarımda; dökme sevda şiirlerini gözlerimden bir daha...
Görme beni artık yürüyemediğimiz yollarda, kapat kimsesiz kalan gözlerini sessizce; sevme beni...

Devamını Oku
İbrahim Miraç Bektaş

Saçlarında bahar kokusuyla getirir papatyaları
Gözleri sevginin dipsiz kuyuları kadar derin
Parmak uçlarındaki gizli şefkat ruhumuza işlerken, ay ışığı vurur ya kız çocuklarının yüzüne
İşte o zaman aydınlanır karanlıklar ve bir güneş doğar pencerelerimizden...
#DünyaKızÇocuklarıGünü

Devamını Oku
İbrahim Miraç Bektaş

Ayrılığın da sevdadan olduğunu kim söyledi penceremdeki kuşlara?
Vedalaşmak için bekliyorlar beni son ekmek kırıntılarının başında; vedalaşırsam küsecekler, biliyorum...
Ben ise sisli bir Ankara sabahında gözden kayboluyorum sesizce...
Ve Ankara'nın gölgelerinde titriyor dudaklarım, soğuk peronlar üşütüyor yüreğimi.
Bir simidi bile bölemiyor ellerim usulca, incelmiş parmak uçlarım yanıyor bardaktaki çaydan ve kimseler karıştırmıyor artık şekerini...
Ve ben, sisli bir Ankara sabahında penceremdeki kuşlardan uzak sessizce vedalaşıyorum seninle; kuşlardan uzak, sana yakın...

Devamını Oku
İbrahim Miraç Bektaş

Ruha dokunan kelimeler döküldü ve sitemkâr cümleler haykırıldı haksızlığa…
Bir ömür hasbihal etmek saman kâğıtlarıyla Aşk’a, Sana ve Sensizliğe dair…

Devamını Oku
İbrahim Miraç Bektaş

Söylenmemiş sırlar dökülür pencereden bakılan sessizliğe.
Sokak lambaları bile titriyor henüz söylenmemiş yalanların korkusundan.
Aynada baktığın yüzün biliyor sadece tüm doğruları ve söylenmiş yalanlar çaresiz bırakıyor ellerini...

Devamını Oku
İbrahim Miraç Bektaş

Ruhlar aleminden düşmeden önce hatırladığım bir ezgi var geçmişten gelen; özlem tınısıyla kulağımda...
Korkuyorum ama dinliyorum; duyuyorum...
Duvara karşı duruyor yüzüm ve tanıdık gölgeler var duvarlarımda.
Ama karanlıklar kaybedemez gölgeni; görüyorum...

Devamını Oku