Korkuyorum mazideki fırtınadan
O son gece hiç çıkmıyor aklımdan
Boynu bükük gözü yaşlı kapından
Ne zor gelmişti ne zor ayrılmak yanından
Yıllar geçmiş olsa da dün gibi hatırımda
Hay beynimi eşek arısı soksaydı da hür kalaydım ilelebet.
Bir ahuya düştü zihnim, serden gitti hürriyet.
Eskiler demişler ki: Sevmek büyük meziyet.
Bu meziyetin meşgalesi; eziyet, hep eziyet...
Nasıl anlatsam sana içimde duran seni.
Kelimeler kifayetsiz yaşaman gerek beni.
İyisi mi gel de gir, gir gönlümden içeri,
Gör bak saltanatını, sür tahtının keyfini.
Bir kusur mu ettim söyle bu aşka.
Günahım neydi ki sevmekten başka.
Sen bir yandaydın, dünya bir yanda.
Duygular biter mi böyle bir anda.
Bu nasıl bir vijdan söyle sevdiğim.
Birgün belki unutulur şu zavallı gözlerim.
Güzelliğinden doğan bu büyülü sözlerim.
Savrulur son yaprakla en güzel ümitlerim.
Sürüklenir maziye yüreğindeki sevgim.
Sus... Sus söyleme dayanmaz bu yüreğim.
Yasaktı biliyorduk böyle aşk ikimize.
Çılgınca seviyorduk tutsaktık ikimizde.
Bir kör talih elinde, çaresizlik içinde.
Bir ateş içimizde tutsaktık ikimizde.
Bilmiyorum kaç mevsim oldu bırakıp beni gidişin.
Anıların bu şehirde...
Üşüyorum, yürüyorum; belki bulurum diye.
Ne gözlerin, ne sözlerin, ne saçların, ne tenin.
Yanarım, yanarım seni son bir defa göremedim.
Derdest edip yüreğimi gözlerine zincirledi felek
Hayat muhakemesinde giyeceğim hüküm buymuş demek.
Bir köşede yaşlanarak; dili lal, gönlü boş göçmektense,
Hükmüme razıyım; zira bülbüle gül, güle bülbül gerek.
Hani çok sevmiştin beni
Demiştin deliler gibi
Kalbe zarardı bu sevgi
Nerdesin şimdi sevgili
Köleydi sana bu ömrüm
Meğer ki sevdaya giriftar olmaya gör,
Enginlere yelken açar gönlün dümensiz.
Hele bir vefasıza rast gelmeye gör,
Gözlerinde damlalar delice sebepsiz.
Kelimeler savrulur, bakışlarınsa kör;
Yanan dilin edepsiz, gözlerinse çaresiz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!