Sen yüksek dağların yalnız kartalı
Nemli gelir deniz iklimi sana
Yüksek bir tepeye kur be otağı
Sıcak gelir kumsal yatağı sana
Pike yapsan tuzlu suyu içilmez
İlk defa üzüldüm, biliyor musun?
Aramızda yıllar olduğu için
Kahrettim bahtıma, seziyormusun?
Seni bu kadar geç gördüğüm için
Sevda girdabına düştüm apansız
Her parmağında bir marifet varken
Mutluluk, başarı, hakkındır Kübra
Belki de yarından daha da erken
Sabır et, mutluluk yakındır Kübra
Hayatın baharı yağmurlu olur
İşçinin kazmasını
Ananın yazmasını
Babanın kızmasını
Mısranda dinlesinler
Yaylanın kızlarını
Bilesin
Bu bir usûl ise,bu bir tarz ise,
Kıymetin gözümden,düşer bilesin.
Bu bir kapris ise,bu bir naz ise,
Ayarı ölçüsü,taşar bilesin.
Sözümüz yerine geldiği zaman,
Vuslatımız sona erdiği zaman,
Yâr gelin olup ta geldiği zaman,
Coşacaktır yine selimiz bizim.
Ozanlar sazını çaldığı zaman,
Bu benim hasretim
Ne Kerem in Aslı ya
Ne Mecnun un Leyla ya
Ne de Yusuf un Züleyha ya
Olan hasretine benzemez
Baharı güneşle görürken cihan
Hazanı baharda görenler vardı
Bahçelerde gonca güller açarken
Köşede kuruyup solanlar vardı
Baharla canlılar kaynaşıyorken
Sen hiç üzülme
Benim garip ballıcam
Varsın
Seni hakir görsünler
Onlar ne bilsinler ki
Senin her nefesinde
Dün gece rüyamda erenler, pîrler
Âşık eylediler, seni gösterip
Ne suçum, günahım var benim bunda?
Âşık eylediler, seni gösterip
Gülşende açılan güller gibiydin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!