Hayat yaşamımızı büyütmekte
Bizlere inat olsun diye diretmekte
Gerçeklerden kaçamayız
Bunun sonu iyi görülmemekte
...
Çocuğum diyip saklanılamaz ki
Yeni bir aşk doğuyor yeryüzünde,
tohumları ırak ırak ötelerde,
güzellikler bitiyor onlar sayesinde
ucu bucağı olmayan şu evrende...
Tabiat aşka ve aşka dair olan herşeye meftundur...
Onu bıraktım bak! ..
Seni aldım elime...
Hisset sıcaklığımı ve sessizlik...
Sen bi köşede yassı bi halde,
ben de büzülmüşlüğümle...
SESLENİŞ
Vardır kulağımda kahrolası dünyanın uğultuları.
Kelimelerin pörşümüşllüğüne rağmen duygularıyla seslenmek isterim.
Varlığımla haykırıp yok olmak.
Edebiyyen bir daha varolmamak.
Bu köhne düzenedir aldığım o sert tavır.
Zorluk Çekme
Bir şey yapamamak ne kadar da zor...
Ne kadar zor ilerisini bilememek...
İçinde uyanan bir takım hislere hançer vurmak,
Onları bir kafeste mahpus etmek ne kadar da zor...
...
Hep kendimle bir iç savaş yaşardım; ilklerin neden hiç unutulamaz bir yapıda olduğunun akisini ispatlamak için.
Ama boşu boşuna bir çaba benimkisi.
Güneşin ışığına gözlerini dikmiş bir yılanın ışığı halt edecek halini yansıtmışımdır her çırpınışımda.
Acizliğim diz boyu ve ayyuka çıkmış ah-u figan etmekte.
Varlığım veryansınlardaki halini iyice özümsemiş yitik bir duvar eşiğinde olup bitenleri seyretmekte.
Bakışlarım bir ufuk beklentisinin ötesinde hüzünlü bi o kadar da keder ve acı dolu bir hali yaşamakta.
Alışkanlıklarımız var efenim bırakamadığımız prensiplerimizin gölgesinde yaşayan.
Arzu ve isteklerimiz var efenim inkitaya uğratamadığımız saf ve temiz duyguların barınağında, kuytu köşelerde zula yapılan.
Kaçamaklarımız var efenim terkedemediğimiz ideallerimizi gerçekleştirme sürecinde onlara çembe atarak, süresini uzatan.
Huysuzluklarımız var efenim bir türlü atamadığımız güzel yanlarımızın yanında, onlara siyah noktalar atan.
Boşluklarımız var efenim dolduramadığımız binbir kemalatin içinde bizlere sırıtan.
Beş para etmeyen değerlerimiz var efenim bir türlü tüketemediğimiz ulvi değerlerin üstünde cirit atan.
İstektir bizi benlik çukuruna atan.
İçimizi zifir misali karartan.
Her anımıza ah-u figanlar atan.
Asıl varlığımızı bizden koparan.
O yıllanmış bir şarap misali,
DARMADAĞIN
Bu soğuk bir hayat.
Gözler sineye bakmaktan aciz.
Yüzler biçarelikte.
Eller donuk donuk olan vucudla özdeş olsa ne çare?
İçi sormak artık bıkkınlık vermekte.
Bi dilek tuttum yıldız menzilinde,
gece zencinin eteğinde,
korku bi mil ötede,
sen ve ben umuda gebe
sevginin eşiğinde,
buna şahit ay ve gece
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!