Toprak ağanın, sokaklar polisindi,
tavanı akan evde, düşlerim yağmur lekeliydi,
bir yanda töreler, bir yanda siz!
kalabalıktı evimiz anne!
gözgöze gelemedik hiçbir sevgi sabahında,
hep masalların en güzel yerinde uyudum,
(Gözleri Bodrum turkuazı kadın,bu şiir sana.senden önce ne ben vardım ne şiir.senden sonra firuzenin tüm tonları küstü Bodrum’un bahçelerine.deniz hiç gümüş rengi olmadı..bembeyaz Bodrum evleri matem rengine büründü.)
Bodrum;
Begonvil gülüşlü kent,
İkinci baharımın son sığınağı,
Güneşin, saçlarını sevdamın denizlerinde ıslatıyor,
İki Akşam Arası Bir Asır...
İmkansızı seven yüreğim,
Kızamıyorum sana!
Beşinci mevsimde, aşka koşan gözlerim,
Sizden vazgeçemem ki...
Galaksi'nin en çocuk yıldızı
Anakara'ya sensiz gidemem
ayışığı küser gümüş rengi gecelere
dünyalılar beni anlamaz ki...
oysa
yuvasız gülüşlere şiirler alacaktım
Sokağın namusuyla yüzleştim, sevi anaforuna yolculuktan önce.Sorma anlatamam ki....
Zaman; babamın köstekli saatinde yalnızdı.Üç Fidan, Menderes ve Demokrasi kurunlanmamıştı henüz.... İnsan ve işkence aynı karede değildi.
79'da Bol paçalı kalabalığa uyamadım lisede.Önce ekmek derdi annemin Türkçe gülen yüzü.
Kasabamızın tek kırtasiyesinde sadece defter, kalem satılırdı. Kurtalan Ekspress'inin yorgun ve unutkan yolcuları da olmasa, kitapsız kalacaktı çocukluğum.
Sortie'nin İngilizce parçalarına Fransız kalmak hiç umurumda değil...ve hayallerime de dokundurtmam, bilesin bunu.!
Tüm şehir uyuyor,
Ayışığı,deniz,şiir,aşk bizim...
Ruhlarımız kenetlendi,Gökkubbe ketum!
Yıldızlar,gözlerini kapatmış,
Üstelik Cunda'ya ilk gelişim...
(senden önce 4 haziran doğum günümdü.ama artık her yaz ikindisi doğuyorum seninle.yoksun biliyorum olmayacaksın.zaten doğum günlerimi de pek kutlamazdım bilirsin.bizim orda öyle adetler yoktu.yine de hatırla istedim beni..neden bilmiyorum ama sen hatırlarsan tüm dünya biliyormuş gibi gelir bana..bu şiiri okur musun bilmiyorum. kimbilir nerdesin? Ne durumdasın, her şey o kadar eskidi ki..sesin tarih oldu.
Ama yazdım işte…
Nelerle savaştığımı bir bilsen, ah bir bilsen..! ! senin için dünyayı ateşe verebilirdim, denize her gün kaç kez kafa tuttuğumu yedi düvel bilir. ama …ama ….seni düşündüm hep…….
Boşlukta çığlıkları solanlar anlar beni.)
Kula'da, Tomarza'da, Sürmene'de,
Kurtalan'da, Nizip'te, Gölcük'te
Ya da Lüleburgaz'da...
Yağmur bölüyor çocukların oyunlarını,
Tek kale maç, çamurlu ve ıslak.!
Delik pabuçlarını, nehir bakışlarını
Neden ondört yaşında sigarayla tanıştım bilmiyorum,
Büyümem gerekliydi, belki de.
Erkek olmam,çalışmam beklendi...
İlk traşımda kesmiştim heryerimi,
Arabesk müzik büyüttü beni,
Aslında yaşamımızın her anında bulunan, yol ayrımlarında verdiğimiz kararları etkileyen bu kavramları çoğu zaman es geçeriz.
Kaçış nedir, özgürlüğe açılan pencere mi, korkaklık mı, uyanıklık mı?
Her başarılı erkek ve kadının günlüğünde mutlaka “kaçamak” günler vardır…
bazen susar diller duyguların dizilişinden...bazen ağlar yürek hüznün güzelliğinden...
şiir dostu,duygu,incelik,sevgi dolu sayfanız ayrılışı zorlaştırıyor...yüreğiniz kaleminiz susmasın...selam ve saygıyla
Yine mükemmel bir aşk şiiri,aşk şairinden.
Sönmeyen, hep alışıp yanan
Dulinde 'huzurun türküsü'
Huzur veren aşkının meyvasıdır bu türkü
Kendisi yaratmış, göklere kaldırmış
Vefa abidesi İbrahim, seven sevdiren
Ağlayan ağlatmayan
Bekleyen bekletmeyen
Dert çeken ...
Harika bir yürek sesi ve harika bir şiir okumanın hazzı ile ayrılıyorum sayfandan dost kalem saygılar sunuyorum...