zümrütevlerde sabah beş bucuk
ufukta yakut eller süpürüyor karanlığı
devrik maydanoz yaprakları
------------dingin erik dalları
zamana bıraktılar bizi
kıramadık zincirlerimizi
umutsuzluk
--------- güvensizlik
yakışıksız hallere sürükledi bizi
Şeffaf sarı kılıçlar kıpır kıpır tozlarıyla hare hare, iniyordu yosunlu kiremitlerin arasından, pastel kökboyaları soluk Anadolu kilimine. Ağustosun bir ikindisiydi. Buram buram sıcak, buram buram yorgun devriliyordu güneş.
Tahta sedirde Ökkeş nefesleniyor, serinliyor, kestiriyordu. Arada bir yaşmağın pullarına gözü ilişiyor, hanımın alnından süzülüp burun ucundan, çenesinden ter damlalarının galvaniz leğende yuyulan çocuk bezlerine ve yeşil sabun köpüklerine karıştığını düşünüyordu.
Yarı uyanık, ara ara laf yetiştiriyordu oflayıp puflayan, avluda çamaşırlarla boğuşan hatununa.
Çamaşırlara kendini kaptırmış oflayıp pufluyordu kadın. Ökkeşe laf yetiştiriyordu ara ara. Adam sadece başını görebiliyordu hatununun, çatlaklarından güneş sızan tahta kapının açıklığından.
Bisiklet üç tekerliydi.
Sıcak insanın tansiyonunu yükseltir, bazen de aklını başından alır.
Zerdali dalı (NEVRUZ)
bugün ayın kaçı zerdali dalı
şu bulutlara bak ne kararsız
cemreler düştü
havaya
zor günler
yüreğim gülkurusu
karanlık
--- derinlikler
------ derinlikler
duvar dibine
kapı eşiğine kök saldın
------------- yediveren
güllerin tükenmedi hiç
koşuyorsun
-----gözlerin yıldız
--------saçların bulut
------------ türkü türkü dudakların
açmışsın çiçek çiçek
ellerim kırılaydı
beyazlara kundaklanmış
karanlığa boğdum dünyayı
sokak lambaları yok
manolyanın yapraklarında ay ışığı da
karanlığa boğdum dünyayı
küçücük oda
saten perdeli
-----gözler sinmiş suskunluğa
--------------yemyeşil gözler
----------------------dopdolu
kulübeye bakıyor çocuk
---------- dönüp dönüp bakıyor
bir umudun gölgesi var diye
siperlenip vagonun gerisine
döner döner
--------o da bakar diye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!