Ayrılık, hasretlik ne kadar zormuş,
Son demimde yana yana kavruldum.
İçimde yanan hep ateş ve kormuş,
Son demimde yana yana kavruldum.
İçim kan ağladı, yaş döktü gözüm
Göklerden zembille sanki düşmüşüm
Hayatın içinde buldum kendimi
Kimsem yoktur kaderime küsmüşüm
Sorunlar içinde buldum kendimi
Dünyanın kucağına düştüğüm zaman
Hak yolundan koşa koşa
Yolum düştü kerbelaya
Dağı taşı aşa aşa
Yolum düştü kerbelaya
Kerbela’ dan geçemedim
Kapısız bacasız soğuk odada
Kıvrılıp yatanlar kimdir acaba
Doları Euro yu repoya koyan
Soğukta donanlar kimdir acaba
Korkutmazmı sizi acep bu haller
Gül çiçekler hep naz eder;
Daim Hakkı niyaz eder.
Zamanı gelince gider,
Kimin gücü yeter buna.
Tabiat hep süsleniyor;
Hangi dalı tuttuysam hep kırıldı
Anlatamadım ben kendimi kimseye
Uğraşmaktan bedenim çok yoruldu
Anlatamadım ben kendimi kimseye
Bende yazdım kâğıtlara derdimi
Annesinden ayrılmıştır kuzusu
İçinde hep yandı onun sızısı
Anne baba özlemidir arzusu
Kurbanım ben sana kınalı kuzum
Yaşı daha iki bile olmamış
Dostum ne olursun kırılma bana,
Farkında olmadan kırdıysam eğer.
Sinirle söylemişim bir şeyler sana
Farkında olmadan kırdıysam eğer.
Gel bu kırgınlığı hepten silelim,
Gönül gözüyle bakmazsa;
Gam gözüyle neye yarar.
Bir gönüle giremezse,
Kırık gönül neye yarar?
Gönüle Kabe demişler;
İnsanları kalpten candan severim,
Layık olmayana çok darılırım.
İnandın mı ben her yerde överim
Layık olmayana çok kırılırım.
Dostun bahçesine güller dikerim,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!