Oniki'yi geçtik...
Onüç'e geldik.
Artık kimse açmasın eski defterleri.
Yenilenelim.
Yeni sözler söyleyelim...
...
Ben hep senin kalbinde tutsaktım.
...
Pencerenin önündeki
Bir küçük kuşun.
Yüreği kadardı yüreğim...
Uçtum, uçtuğum yeri bilmeden.
Birdi,
Binbir oldu zahmetsizce,
Sonra milyar oldu
Milyonları ezerek
Kısa zaman da trilyonlara ulaştı,
Ve hayatının sonuna doğru
Beyaz atıma binip gelemedim,
Atım yoktu...
Bir güzel kızdın...
Adın yoktu...
…
Çeşmeden su doldurdun.
Yar
Senin aşkın kalbimde
Aşkına vermedim zarar...
Gel,istersen kalbimi yar
Göreceksin orada senden neler neler var
Sensiz geçmiyor burada akşamlar
Be zalim yüreğim,
En çıkılmaz yollara saldın beni..
Dipsiz bir kuyu içine
Yusuf misali attın beni...
Mısır dan tüccarlar gelmedi
Ve bir kova salınmadı aşağı
kaç kere senden uzaklara
gitmek istedim de,gidemedim...
kaç kere
yaşamak istemedim...
ölmeyi istedim...
biliyormusun?
Dostluğun üç kuruşa satıldığı bir yerde,
Biz de dostluğumuzu üç kuruşa sattık mı?
Sırf doğru söyledi diye,tekme yiyen merde
Bizde tekmeleyerek,hançerleyip kaçtık mı?
Sonun başlangıcı,kıyamet e davetiye
sonu yok
öleceğim diye beklerken
anlıyorsun ki
ölmenin sonu yok...
hayatla ciddi olmanın anlamı yok
dalga geçmeninde,insansan
Ah.
Yarınım.
Ben sana sen kadar yakındım...
...
O gecelerde,
Sana kavuşayım diye yakardım.
Hocam size nasıl ulaşabilirim ?