Otuz ağustosta bizim beldemiz
Çifte bayram yaşar böyle bir günde
Sıcak olsa bile güneş altında
Meydanlara taşar, böyle bir günde
Geleneksel karakucak güreşi
Bir yaz günü terk eyledim diyarı
Şimdi boş duruyor ana kucağı
Boynumuzun borcu girdik kışlaya
Şimdi boş duruyor ana kucağı
Bir gün görsem yüzünü
Bayram ederim bayram
Bitse şu hasretliğim
Bayram ederim bayram
Sabah simit, akşam dürüm, usandım
Senden ayrı olmak ne zormuş hanım.
Sudan çıkmış bir balığım şu anda
Senden ayrı kalmak ne zormuş hanım.
Telefon olmasa kaldıranım yok
Sorma anacığım ben ne haldeyim
Dün gece rüyamda gördüm sizleri
Kolay değil imiş sizden ayrılmak
Bakın mektubumda sordum sizleri
Rahmetli babam da okuyun derdi
Firar ettim buralardan,
Artık beni sorma gülüm
Öyle cefalar çektim ki
Artık beni yorma gülüm
Gayretin yok aşktan yana
Göl gibisin, her şey bana aksın istersin
Coşmuşum, âşığım, ama bekleme
Cazibeme “hele dur”, dedim bu gün
Bu ayrılık ikimizi yaksın, bekleme
Yüce dağda karım, sende eririm
Eğdir başın aşağıya
Bakma benden başkasına
Sen dünyanın bir gülüsün
Kokma benden başkasına
Gedikten gel aşağı
Dalgalar vururken benim kıyıma
Giderken çalıyor benden bir şeyler
Usul, usul bir mehtap gelirse gelsin
Giderken kalıyor bende bir şeyler
Şöyle bir geçmişe baktım arkadaş
Biz çocukken bir başkaydı ramazan
Ebem üç aylarda bile oruç tutardı
Biz çocukken bir başkaydı ramazan
Gide gide eski adet kalmıyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!