On ocak salı saat on dört otuz civarıydı,
Bina numarası yirmi dokuz sokak gaziydi,
Ataköy bağlama için seçilmiş mevkiiydi
Terslikler durmadı Eyüp yakayı eleverdi.
Bu gün tersliğin hisleri içimize doğmuştu,
Sensizlikten kurudu dudaklarım,
Öpülmeyi çok özledi yanaklarım,
Kramp girdi kireçlendi bacaklarım
Neredesin yetiş bana ey vefasız.
Tek başıma yapa yalnız donuyorum,
Doğar doğmaz anasız babasız kaldım,
Zalim dünyaya yalnız başıma daldım,
Ezildim yıprandım ha bire dolandım
Dayanılmazdı, zordu ama dayandım.
Öylesine feyse girdim,
Aşk değildi benim derdim,
Birini buldum çok sevdim
Hemen bir istek gönderdim.
Ne olduysa ret etmedi,
Fakirin derdi çok olur,
Yardım edeni yok olur,
Beş parayla ne gülerler
Ne bir gün karnı doyulur.
Fakirler hep kederlidir,
Batıldan Hakka gitsem,
Bu faniden göç etsem,
Bende sultanlar gibi
Vatan uğruna ölsem.
Günah çoksa az olsun,
Allah bizi yaratmış,
Kula emanet etmiş,
Her bir kulun alnına
Kaderle nasip yazmış.
Bu dünya böyle gelmiş,
Ne oldu Fatma Bacı söylesene ne oldu
Dağdaki abi asker kardeşini mi vurdu
Asker kardeş dağdaki abisini mi vurdu
Fatma bacı ne oldu neden ağlıyorsun.
Zırhlı tanklar şehri tarumar mı etti,
Her tarafım yara bere içindeyken,
Kestin aldın yüreğimi bedenimden,
Yakalarsam çekeceğin var elinden
Sevdamızdan ne istedin zalim felek.
Aşık oldum sevdiğime varamadım,
Ferhat Persler döneminde ünlü bir nakkaş,
Şirin için elma dağını delerken yavaş yavaş,
Sultan Mehmene Banu yaşlı dadıyı yollamış
Git Ferhat’a de ki Şirin öldü ahireti boylamış.
Bunu duyan Ferhat Şirin diye çığlık atmış,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!