Dört Eylül iki bin beş,
Müjdeli bir gün imiş
Pazar akşam dokuzda
Dünyaya geldi bebiş.
Annesi Yağmur dedi,
Buna şükür demeliyim,
Hiç yoktansa ben iyiyim,
Çocuklarla eşim için
Kader kısmet demeliyim.
Zora göğüs germeliyim,
İstanbul’a alışmadım,
Yeni dostla tanışmadım,
Candan sevdiğim eşimle
Doğru dürüst bakışmadım.
Çocuklarım ilgisizdir,
Namazımı kılıyorum,
Orucumu tutuyorum,
Kuranımı okuyorum
Hak yoluna gidiyorum.
Harama el sürmüyorum,
İbrahim sevmiş belli,
Aşkından olmuş deli,
Sazı almış göğsüne
Çalıyor alt üst teli.
İbrahim kederinden,
Buraya gelmemeliydim,
Köyümde oturmalıydım,
Az çok çorbam pişiyordu
Olana şükretmeliydim.
Minik dükkân yetiyordu,
Okuyordun ama çok yaramazdın,
Yazıyordun yazdığını okumazdın,
Şeytana uyardın ders çalışmazdın
Velhasıl gazi yiboda çok haylazdın.
Aşıktın aşkından vazgeçmezdin,
Hatun unuttu bizleri,
Aç bıraktı üçüzleri,
Ne meraktır bilmiyorum
Kaçırmıyor dizileri.
Tüm kanalları tarıyor,
Üç yüz altmış beş gün bitti,
İki bin altı da gitti,
İki bin altı yılını
Sevmedim iyi ki gitti.
Belki yılın suçu yoktu,
Anne Anne güzel Anne,
İyi günde kötü günde,
Hastalıkta başucumda
Nöbet tutan güzel Anne.
Dokuz ay taşıdın beni,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!