İstanbul gel otur yanıma
bir derdim var anlarsın, bilirim.
dinlersen ne ala
sevdiğim var sende
surlarına hapsetmişsin
şöyle gençten,uzun boylu
yakışıklı tabiriyle
gözleri deniz bakar
yüreği yaralı
üşümüş,kar yağmış kirpiklerine
sesini duymayı özledim
O, hüzzam bir şarkı şehrinde
kendini fethettirtme bana
benim kalelerim yok surlarım yok
kör bıçağını batırırsın
kolay fethedilir sanır,
yanılırsın
egenin hırçın dalgalarıyla
dayanırım kapına
zindanlarına hapsederim gözyaşlarımı
alırım sende olan benim yanımı
seni de tanımam, sokaklarını da
koynunda beslediğin ceylan mı?
yoksa,yılanın zehri senin diğer yarın mı?
korkutamazsın beni!
aşkın fitilini ateşe verdim
yakarım seni anlatan bütün kitapları
kızma bana ne olur
sitemlerim sana değil aslında
gel, geceye dolduralım rakıları
şöyle dertleşelim karşılıklı
ışıklarını kapat
gözümün bebeği acıyor
sadece ay ışığı kalsın
sıfırın altına düştüm
ısınır belki avuçlarım
sevdim be İstanbul ben O adamı
yüreğim salıncakta sallanmak istedi
heves işte
çocuksu bir düştü
ellerim küçüktü
tutunamadı,yüreğine düştü
nerden bilirdim kuyunun derin,
ipin kısa olduğunu
sezen'i de davet edelim bu geceye
buyursun eşlik etsin bize
''ah istanbul istanbul olalı
hiç görmedi böyle keder
geberiyorum aşkından
kalmadı bende gururdan eser''
benim diyecek sözüm kalmadı istanbul
bir solukluk izin ver bana
gerisini sen anla............
Kayıt Tarihi : 27.4.2010 14:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!