Huzursuz Günlükler Ve İtirafçı Yazarları ...

A. Esra Yalazan
198

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Pudramsı tozların kapladığı eşyaların ortasında durmuş meçhul olduğu halde nedense bana o anda öyle görünmeyen geleceğime bakıyorum. Moloz yığınını okşayıp duvarlara tırmanan ışık oyunlarını seyrederken düşüncelerden, muhtemel heyecanlardan, kaldığım yerden başlama gerçeğinden yorulunca kendi evimden kaçıp gitmek istiyorum. Pencerelerin söküldüğü oyuklardan birine tüneyince onu fark ediyorum. Bina tamiri için kurulan iskelenin üstünde durmuş meraklı bir martı gibi insanların hayatını dikizliyor. Sokağın gürültüsüne, camların arkasına gizlenen yaşlıların umutsuz bakışlarına, bir yerlere yetişmeye çalışan insanların telaşına, mutfakta yemek pişiren kadınların dalgınlığına büsbütün yabancılaşmış. Her şeyi anlıyor ama manayı kavrayamıyor sanki. Rus yazar Platonov’un o ironik cümlesini hatırlatıyor bana; “Sizin için insan olmak sadece bir alışkanlıktır, benim içinse, bir tatil ve bir zevk”. Bir an ona “sen buralardan değilsin galiba, bana da uçmayı öğretir misin” diye seslenmeyi düşünüyorum ama sonra ürkütmemek için vazgeçiyorum.

Biraz evvel aydınlanan gökyüzü griliğine çekilirken içeri girip kendime küçük bir çanta hazırlıyorum ve içine sadece hevesli okul çocuğu heyecanıyla aldığım yeni, mavi defterlerimi koyuyorum. Henüz boş sayfalarını kimbilir hangi sözcüklerle dolduracağımı bilmediğim defterlerimi. Buna benzer kısacık bir anı anlatmak isteyebileceğimi düşünüyorum o sırada. Belki henüz yazılmamış bir hikâyenin önemsiz ayrıntılarını, yeniden okumak istediğim kitapların tanıdık cümlelerini... Ya da ne bileyim, başkalarının küçümsediği kızgınlıklarımı, korkularımı, körelmiş arzularımı, yorgun hayallerimi.. Yeniden, hep aynı heyecanla seveceğim insanları, isimlerini bile telaffuz etmeyeceğim halde unutamayacaklarımı, sayıklamalarımı...

Ben öyle düzenli günlük tutanlardan olmadım hiç, zaten nasıl yaparlar, pek anlayamam. Düzenli alışkanlıkların sıradanlığından sıkılırım, bana göre değildir. Ama farklı serüvenlerin peşinden koşan defterlerim oldu hep. Onları sevsem de kurcalamaktan biraz ürkerim. Ait oldukları zamanın sihrine dokunup doğallıklarını bozmak istemem. Yazının insanın gün ışığında yüzleşmeye korktuğu yabani yanını ortaya çıkardığını bilirim çünkü. Yazı bir anlamda belirsizliğin, içimizdeki karanlığın çekiciliğidir. Bu yüzden kurgulanmamış cümlelerin bazen bizi çok daha derin köklerimizden yakaladığına inanıyorum. Hayatın çıplak dökümünü yapabilen günlükleri, günlük taklidi yaptığı halde koleksiyona dâhil edilme niyetini açıkça belli eden ‘defterleri’ okumayı bu nedenle seviyorum.


Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta