HUZUR VE KURTULUŞ
Kimi anlatayım size, neden söz edeyim?
Annemden, babamdan, ailemden mi?
İlk sevgiden, ilk çaresizlikten, ağlayışımdan mı?
Dermansız çırpınışlardan, azimle çalışmalarımdan mı?
Nereden başlıyayım?
Zamanla neleri kaybettiğimden
Gidip de gelmemekten
Gelip de görmemekten mi söz edeyim?
Ne kaldı şimdi yorgun ömrümde?
Ne köyüm eskisi kadar annem kokuyor,
Ne de Ernek Yaylası babam gibi mümbit şimdi.
Ne toprağı kokar artık ne sohbeti kalmış büyükle-rimin.
Yıldızlı bir gecede Ernek Yaylası göklerinde
Çimenlere uzanmak ne güzeldi.
Dostlarla dertleşmek ve okumak hayatı
Bir falım sakızı yollamak sevgiliye
Sessiz on dördünde ay gibi aşikâr yalnızlığım.
Şimdi bakıyorum da düne
Sulanmayı bekleyen bir fidan gibi
Kurumuş, ölümcül bir hasret kalmış bize.
Ömür geçti, hevesler bir bir tükendi.
Artık genç de değilsin bak. Ne bu hırs?
Biraz dinlen.
Kurtul bu dünya sürgününden
Vahşi diyarlara göç et!
Kurtul kinle yoğrulmuş biraz da kokuşmuş cemi-yetten
Huzur da kurtuluş da bunda.
Git artık!
Kayıt Tarihi : 18.2.2021 12:43:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Muzaffer Arslan 2](https://www.antoloji.com/i/siir/2021/02/18/huzur-ve-kurtulus.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!