HÜZÜNLÜ PRENSES
Bir varmış, bir yokmuş. Allah’ın kulu çokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellâl iken, pireler berber iken; eşek mühürdar, katır silahtar iken; ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, yani çok ama çok eskiden, Kafdağı yamaçlarına kurulu bir memleket varmış. Adına da Rüyalar ülkesi deniliyormuş. Burada, dünyaya dair hiç bir şey konuşulmazmış. Çünkü, dünyanın meşakkatli olduğu, çileli olduğu bilinirmiş ve bunun içindir ki, rüyalar ülkesinde acılara, çilelere, mutsuzluklara yer verilmezmiş. Her şey tozpembe görülür, herkes mutlu bir şekilde yaşarmış.
Bu rüyalar ülkesinde, görenlerin gözlerinin kamaştığı, güzel mi güzel, tatlı mı tatlı, alımlı mı alımlı bir prenses yaşarmış. Güzelliği dillere destanmış. Bir gören, bir daha gözünü ondan ayıramaz, yanar tutuşurmuş. Bir yürürse, sanki bahar da peşinden yürürmüş. Güzelliği yedi düvele yayılmış. Prensesin ise kıskanç bir babası varmış. Kızını ne prensler ne krallar istemiş. Ama prenses, evlenmeyi düşünmüyormuş. Çünkü, mutluluğun zorla elde edilmeyeceğini biliyormuş. Gönlünün, ruhunun prensine bir gün, bir yerlerde mutlaka rastlayacağına inanıyor ve gelen taliplerini nazik bir dille geri çeviriyormuş.
Prenses mutlu gibi görünse de, aslında çok mutsuzmuş. Çünkü babası kıskanç olduğundan, hiç bir yere gitmesine müsaade etmiyormuş. Sarayda her türlü imkân olsa da, bir dediği iki edilmese de, prenses yine de çok ama pek çok mutsuzmuş. Aradığı sevgiymiş, ilgiymiş. Rüyalar ülkesinde istediği her şey gerçek oluyor, bir isteğine ulaşması için hayal alemine dalması veya rüya görmesi yeterli oluyormuş. Ama, yaşantısında ve rüyasında ruhuna hitap edecek, gönlünü alacak, kendisini içten sevecek birisine rastlayamadığından mutsuzluğu gün geçtikçe artarak devam ediyormuş. Çünkü biliyormuş ki, önemli olan ruh güzelliğidir ve asıl olan gönül zenginliğidir.
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
'Keşke mutlu sonla bitseydi...Mükemmel bir masaldı...Kaleminiz daim olsun...Tebrik ederim...'
Pınar Yılmazer'in kitabında bir bölümde der ki;
''Bir masaldı benim aşkım, kimi inandırabilirim ki bir masalın gerçekliğine?''
Çok beğendim, ama iyi ki çocuk değilim, yoksa acı sonla bitmesine dayanamazdım...
ilginç
KUTLARIM DOSTUM BU MASAL OKUNUR
HARİKA BİR ÇALIŞMA OLMUŞ ARKADAŞIM
GERÇEK SEVGİ BU İŞTE
TEBRİK EDER BAŞARILARININ DEVAMINI DİLERİM
Tebrikler.Emek verilmiş bir çalışma.Selamlarımla
hüzünlü ve gercek masalinizi begeniyle okudum .gercekler böyle degilmidir ..dediginiz gibi ne mutlu ölmüne sevdalara..
Bir solukta okudum , harikaydı tebrikler.
Hüzünlü ama bir o kadar da güzel bir sevda masalıydı..Ne mutlu sevebilene ve sevgi dolu bir yüreğe sahip olabilene..Sevdasını ölümüne yüreğinde taşıyabilenlerden olmanız dileğiyle..Kaleminize ve yüreğinize tebrikler
Ne o arkadaş bir kayboldun pir kayboldun... bu kaybolmanızın sebebi yoksa yazmış olduğunuz bu masalda ki prenses mi --) saygılarımla.........
Bu şiir ile ilgili 24 tane yorum bulunmakta