Sana bu satırları bir gece yarısında yazıyorum,
İnlerin ve Cinlerin karanlıkta saltanat sürdüğü şu saatlerde
Düşünmekten beyni köstebek yuvasına dönmüş bir adamın
Sana çok uzaklardan yazdığı bu satırlar,
Riyasız, komplimansız vuslat serzenişli bir geçmişin
Hüzünle kağıda aktarılışıdır.
Gidişine kimler ağlamadı ki;
İz bıraktığın yollar, nefesini avuçlarında tutan bulutlar
Ve en dayanılmazı vedasız bıraktığın gam yüklü yürek
Hıçkırıklar düğümlendi semanın ay yüzüne
Sokakları kara şemsiyeli, hoyratlar kapladı
Üzerine titrediğin güller, dikenlerin istilasında
Saçlarına ak düşmüş bu adam biçare derbeder
Sensizlik yaşamın ötesinde;
Musalla taşında, örtüsüz kimsesiz bir tabut
Sevgi dilenir münker ve nekir'den
Sığınır, geceyle raks eden çoban yıldızına
Kim anlarki onu herşey korkunç ejderha
Yarını muamma, geçmişi zamana tutsak
Yenilgi yok ayrılık kurşunlarına inat
Vuslat umutları eker bir başka bahara
Ağlamak çare değil gül kokulu ağıtlara
Sözler sukut, yakamoz benizli ürkek gecede
Kirpiğinin gölgesi düştü, kardelenlerin yüzüne
Yaktığın ateş küllenmedi üşüme uzaklarda
Gönül dersen gönül, kanat çırp yüreğime
Bıraktığında bebekti, şimdi sevdana asker
Yediye ve katlarına yemin olsun ki
Mahşere kadar nöbet tutar.
Kayıt Tarihi : 26.4.2009 17:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!