Ey kırık dökük yanlarına yaslanıp hayatın,
Tükenişin başladığı noktada dirilenler,
Ey öle öle, itile kakıla yeryüzünde sevda biriktirenler,
Ey gönüllerimizi hıçkırıklara boğan Gazzeli çocuk,
Ey anasının kollarında ölümü bırakıp giden,
Beyrutlu, Kenanlı çocuk,
Ey bu batık insanlık enkazında,
İçindeki hüzün volkanlarıyla,
Yüreklerimizi ateşlere veren Felluceli çocuk.
Ey babasının kucağında ansızın ölüp
Kanımızı donduran Halepçeli çocuk.
Ey ağlayan gönüllerimize hükmeden Hamalı çocuk
Ey ruhumuzu hıçkırıklarla doyuran
Siyah çığlığın Afrikalı çocuğu,
Ey sapanlarla umut fırlatıp
Hantal bedenlerimize hareket katan Filistinli çocuk,
Ey medeniyet kazanında pişirilip annesine yedirilmek istenen,
Yetim Bosna’nın öksüz çocuğu,
Ey umutsuzluğu öldüren çaresizliğin çocuğu,
Ey özgürlük aşığı Çeçenli çocuk,
Ey oyun oyuncağı bırakıp savaşla eş ve arkadaş olan cesur çocuk
Ey İnsanlığı unutanların kulaklarını feryatlarla dolduran
Keşmirli, Morolu, Doğu Türkistanlı, Afganlı çocuk,
And olsun ki, gönüllere katran dökülsün ki;
Süleyman’ın sırlı bahçelerindeki laleler tutkundur gözlerinize
Ey öle öle, itile kakıla yeryüzünde sevda biriktirenler
Ey kırık dökük yanlarına yaslanıp hayatın
Tükenişin başladığı noktada dirilenler
Burada, işte burada toprağın yüzüne saçılmış bütün kanlar
Burada, işte burada kesilip biçilmiş bütün bedenler
Burada, işte burada hayata eklemlenmiş bütün ölüm yakamozları
Burada, işte burada mürüvvetsiz aşka çıkanlar
Burada, işte burada aşktan da öte bir sevdaya tutulanlar
Sizden uzak kaldım yüreğim kayboldu
Yüreğim kayboldu yangın var içimde
Peki, bizi kurtaracak olan kim?
Kim yazacak hüzün çocuklarının destanını
Kim tutacak şimdi gökte kaybolan feryadını
Yüreğimizi kaybettiğimiz bu savaştan
Ey öle öle, itile kakıla yeryüzünde sevda biriktiren çocuk
Ah senin bu çığlığın yok mu, bu çığlığın?
Yüreğimi yerinden hoplatan çığlığın,
Gözlerimi iki çeşme yapan çığlığın,
Asırlık ağaçları yerinden kopartan çığlığın,
Dağları yerinden oynatan çığlığın,
İçime bir taş gibi oturan çığlığın,
Göklere beddua olarak yükselen çığlığın,
Aklımı başıma devşiren çığlığın,
Biliyorum devirecek bir gün,
Zalimlerin saltanatını bu ahların.
Devirecek zalimleri bu taşların
Bu acımasız savaşın dibinde
Ne kadar soluk alabilirsin
Ey ölü duygulara doğru koşan
Yüreğimi hıçkırıklara boğan çocuk
Ey öle öle, itile kakıla yeryüzünde sevda biriktiren çocuk,
And olsun ki, gönüllere katran dökülsün ki;
Süleyman’ın sırlı bahçelerindeki laleler tutkundur gözlerine.
And olsun ki, gönüllere katran dökülsün ki;
Zambakların isyankâr açılışına yoldaş olacağım,
Sapanların taş atışına eş ve arkadaş olacağım,
Senin yürek atışına yardaş olacağım,
Tüm benliğimle kalbine yaraş olacağım,
Direniş için çocukların elinde taş olacağım.
Kayıt Tarihi : 25.1.2021 12:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!