Hüznün,
çatlayan bir bulutta biriken yağmur gibi
gelip dolar yüreğindeki çukuru eşerek.
Sonra tependen bakar aldatan bir güneşin sarı sıcak ışıkları,
sakın ha kanma.
Yitik parçana aydınlık sunmayacaktır.
Çağıracak irin kokusunu alan aç sinekleri
Acıyla kıvranan etin biraz daha sızlayacaktır
ve biraz daha yanacaktır hepsi bu.
Bilirim,
ustalıkla saklarsın kederini,
büyüsü bozulmasından korkulan bir giz gibi.
Cıgarandan arta kalan kül
ölü düşlerinin mezarlığı.
Konuş eyy sessizliğin ötesinde duran tutsak dil.
Kaldırımlara yıkılan hayalin hiç mi güzel değildi ?
Kaç kez unuttun kendini böyle susarak.
O mavi ütopyaların bayrağı dalgalansın
dalgalansın senin kentleleşen gözlerinde.
Sana kendi bağrımdan uzatıyorum kemikli ellerimi.
Pörsümüş yalanların mezarına tükür!
Sana kendi bağrımdan uzatıyorum çürümeyen dallarını.
Tutun ve yeniden ayağa kalk,
ayağa kalk kendin için..."
03.04.2021
Gökhan SarıkayaKayıt Tarihi : 15.7.2021 14:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!