şöyle bir avuç kadar yer kalmadı içimde
en basit ilişki dahi çok yorucu
anılarla yüklü geçmişim ağır bir yük kadar eziyetli
sevap ile günah arasındayım
yıllarca ıssız, yapayalnız
ne kadar uğraşılsa da toprak istediği renkte,
çiçekler de bir feci yaprak dökümü manzarası
bir çöl ortasında gibi,
daima müphem ve unutulmuş
birtakım arzular , isyanlar içindeyim
geçici teselliler de geçecek şimdi bir bunalım söz konusu
ızdırap diye bir şeyle tanışalı yıllar oldu
serin bir esinti bekliyorum yüreğime
her tecellisi beni uzak diyarları götürecek
duvarlara çarptığında gördüğüm sandığım şeyler
kaybolmuş hatıralar hepsi.
soyutlanmış buhranlardan aklımın içine sığdıramadığım
bedbin saatleri son derece geniş tutulmuş
bir vicdan muhasebesi içindeyim
sıradan bir çay taşı olmak isterdim
tecrit hücresine tahammül etmenin tek yolu bu
anlık avuntularla kandırılmak
hiç bir hazzın bulunmadığı sefil hayatlar kadar yıkıcı
zamanı henüz anlamlandıramadım
bir ömre sığabilecek kadar kısa
beyaz bir perdedeki yansımalara benzer
gölge tiyatrosu gibi
ekseri insanın ıstırapları
yattığı yataktan, etrafındaki eşyadan gelir
yer değiştirmek, onlardan kurtulmak için en iyi çare
ama ben hayatta daima hep seyirci mevkiinde kaldım
aradan uzun zaman geçse de
aynı garip mutluluğu , aynı garip hüznü yaşıyorum
fırtına bulutlarının arasında hayallerle uçarken
hüznün, son durağında
zamanla hırslara yenik düşüp
uzaya fırlatılan uydular gibi
aklımda yer edinmiş yaşanan her bir hatıra
kazıdıkça, leke gibi azıyor görüntüleri
yalnız ben değilim hayatın en iç sayfalarında
yorgun argın ve ağır ,zamanı ipe diziyorum
çekiyorum ,içimi daraltan tespih taneleri gibi.
güçsüz düşmüş, takatsiz
tükeniyorum
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 29.1.2018 13:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!