Perdelerim sıkıca çekilmiş odamda yatağıma kıvrılmış yatıyordum, en ufak bir seste çileden çıkıyor, ışıktan nefret ediyorum. Günlerdir uykusuzum. Tek bir geceyi bile uykusuz geçirmenize sebep olan şeyi bir nefeste anlatmanız hele ki hayatı bir oyun tadında yaşıyorsanız, mükemmel görünmesi için uğraşıyorsanız ve en sevmediğiniz işi yaparken bile mutluluk pozları veriyorsanız, gülümseyen koca bir maskeyle sosyal medyada fink atıyorsanız mümkün değildir. Anlatmak istediğiniz şey her neyse nefesinizi düğümler, soluğunuzu keser ve gözyaşlarınızı tutamazsınız. Şu ara benim yaşadığımda bu; hüzün, soruların cevap bulamadığı, hayallerin düşüp kaybolduğu, her şeyin karanlığa gömüldüğü koca bir uçurum.
Hüzün ne kadar yorucuysa o kadar soru işareti oluyor etrafınızda; Neden? Neden ben? Neden şimdi? Neden benim başıma geliyor bütün bunlar? Nerede hata yaptım? Sıradan cevapların tatmin etmediği sorular dolanıyor zihnimde.
Günlük gazeteleri okumayı çoktan bıraktım, televizyon izlemiyor, arkadaşlarımla sohbet edemiyorum. Fallardan medet umar, dualara sığınır oldum.
Yaşanan şey ne kadar can yakıyorsa nedeni o kadar sıra dışı olmalıdır. Aksi takdirde anlayamazsınız, anlatamazsınız etrafınıza. Ben de sıra dışı cevapları sıra dışı yerlerde arıyorum. Dünya fani, her şey boş geliyor gözüme. Etrafımdakiler aklımı yitireceğimi düşünüyor ve bir ilaca başlamam gerektiğini, bense gerçekleri daha net görebildiğimi.
Bazen hayatın sizi sürekli sınava tabi tuttuğunu düşünürsünüz. Hissettiğiniz ama bir türlü açıklayamadığınız bir lanet dolaşır etrafınızda. Umutsuzluk tüm kontrolünüzü kaybettirir. Öykünüzü siz anlatamazsınız. Birkaç gündür lanetim bütün damarlarımda huysuz bir solucan gibi dolaşıyor adeta. Öyküm kontrolümden çıktı ve beni peşinden sürüklüyor. Ucundan yakalayıp anlatamıyorum kimseye. Dudaklarımdan kötü sonla bitmemesi için dökülüyor tüm dualar. Yapabildiğim sadece bu!
Bu ilk sevgi değil yaşadığım, ilk terkediliş de değil. Farklı oyuncularla tekrar tekrar aynı öyküyü yazıyorum. Geçmişe dönüp baktığımda belki de sevdiğim için terk edilmiyorum, terk edilmek için seviyorum.Asıl öykünün aşk olduğunu sanmanın nasıl büyük hata olduğunu görüyorum. Oysa yaşadığım her aşk benim öykümün bir uzantısı olmalıydı.
Yıllar önce bir arkadaşım (ki henüz lisedeydim) çok fazla düşündüğüm için asla mutlu olamayacağımı söylemişti. Doğru, çok fazla düşünüyorum. Öyle ki düşüncelerim bir süre sonra tüm bedenimde ufak yaralar açıyor ve kana bulanıyor aşk. İşte benim lanetim bu! Lanetimi reddetmek de başka bir lanet.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta