HÜÜÜ
horasan’dan Yörük geldik
güvercin donuna girdik
dut köseğiyi yeşerttik
Hünkar Bektaş kavlindeniz
akmışız gözyaşı gibi yarılmış topraklardan
zulüm huruc etmiş üstüne
al kan içinde devran
al kan içinde insan
yamyamlar yağmalarken bozkırları
bağdaş kurup oturmuş kucağımıza
güneş yeleli aslan
mazlum bakışlı ceylan
vahdet ile girmişiz erenler meydanına
kırkımız bir yanmışız kırk budaklı şamdanda
mihman evidir kalbimiz
cümle alem ali bize
sökün geldik horasanın elinden
akik gözlü al boz atlar üstünde
tan yıldızı hırızmalı-gül sayalı kadınlar
kartal sağılışlı yağız adamlar
dağlar aştık
dağlandık
çöller geçtik
kılağlandık
belimizde kılıcımız kirmani
acıyı nakış nakış güldürdük
sırların sırrına akıl erdirdik
aşılmaz kaç yolu geldik
serdik oğuz kilimini Anadolu’ya
analar dolu geldik
aslanı da ceylanı da bir semaha durdurduk
zulümler-sürgünler içre medetsiz
binyıllar devirmişiz
altımız kısır toprak
başımız hain sumsak
kıraçların ortasına aşk tuğunu dikmişiz
ey yarenler-ey yoldaşlar
revakların ortasında
meydan evidir kalbimiz
ayıp görse üstün örter
kendisi doldurup içer
yüzülmüş derisini taşır sırtında
yoldaşı balım sultanlar
cümle alem kandaşları
yokluktan yokluğa
gelenler biziz
bir üzüm tanesini kırka bölenler biziz
pir evidir dünya bize
kangal dikenlerini sevdik
bozkırları yazgı bildik
acıdan acıya sevda taşıyan
zamandan zamana yürüyen kervan biziz
Çin’de-Maçin’de-kara alnı nur Afrika’da
köle pazarlarında
aşk taşıyan Merdan biziz
göğün yerin nazarında
kavganın can pazarında
zaman da biz-uzam da biz
dağılır kaşaneler-yerle bir olur devran
aşktır yıkılmaz kalemiz
Hacı Bektaş pirdir bize
o yaralı karıncayız evreni kucaklayan
bütün aşk kitaplarının mürekkebi
işte bu kan
halkta hakkı gören gözüz
ezel ebed birdir bize
ateşler içinde ateş taşırız yakınmasız
Premetheus'tan selam getirmişiz Yunus’a
günah günahlıktan çıkar gönül dergahımızda
suç dediğin suç sayılmaz
dünya baştan başa Kerbelâ kesilse
çağlayanlar çıldırır bağrımızda
yaşam zındana çevrilse
karanlığı nur ederiz
ikilik dağları diz gelir yolumuza
ikilikler ırmak olsa
bir denizde bir ederiz
gök mürüvvet penceresi
kırklar meydanı kalbimiz
hatem-i güldür canımız
huzur-u pirdir gönlümüz
Horasan elinden geldik
yalım yalım aşk nakşettik dünyaya
kurup Türkmen otağını Anadolu’ya
bin yılları diriltip
birbiriyle kardeş kıldık
ki zulüm uyumadı hiçbir çağda
melek ve şeytan
gül ve kan
aşk ve hicran
karşı karşıya
ayak yalın
kırbaç ve baç
aşk taşıdık çağdan çağa
aç bi ilaç
yazıların yaylaların bağrına
ölü karıncalar gibi saçılanlarız
semender canlıyız
anka soyluyuz
Dedem Korkut dilinde
ne Deli Dumrullar vardır içimiz sıra
Azrail güvercin olur oncaya
ne korku tanır ne ürkü
biz ki
güvercin donuna girenlerden
Hünkâr Bektaş kavlinden
sırat dedikleri de kardaş bir koygun türkü
aşk gelmişiz
ummanlara dalmışız
yanmışız
yanmayı can bilmişiz
haykırmışız dünyaya
hüü demişiz
hüü
halvete geldik dünyaya
çilehanedir gönlümüz
yürürken düş görenleriz
düşü hayra yoranlarız
eğnimizde melanetin hırkası
ar ı namus şişesini taşa çalanlardanız
var varanın
sür sürenin
yoldaşıyız başı bunda olanın
kandaşıyız acılarda yananın
merhameti öfkesine galip gelenlerdeniz
sabır kaleleri candan yapılmış
şu insan yüreği camdan
bin yıl bir vakitte durmayı bildik
ömür dedikleri gamdan yapılmış
bin yıllar sonrayı görenlerdeniz
hem arıdır-hem durudur
meydan havuzu kalbimiz
sudur arıtır gönlümüz
yeşerttik dut köseğiyi
altı taç yapraklı hacı Bektaş gülüyüz
dünya bize meydan ise
mihman evidir kalbimiz
cümle âlem âli bize
hüüüü dünyaya
hü sevdaya
hü sonsuza
hüüü
ağustos-2004
not:şiirde geçen,mihman evi,meydan evi,pir evi vb tamlamalar aynı zamanda Hacı Bektaş türbesinin bölümleridir
adnan durmaz
Kayıt Tarihi : 31.1.2008 03:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!